PSİKOLOJİ 1.SINIF ÖNERİLERİ / ÜNİVERSİTEDE İLK SENEM NASILDI?

Merhabalarr😍😍😍

Son yazının üzerinden nerdeyse 2 ay geçmiş.Ara tatil,İstanbul'a tekrar dönmem,dersler,finaller ... derken bir türlü tekrar yazı paylaşacak zamanı bulamamıştım.

Şimdi de benim için çook önemli bir yazıyla geri geldimm😇😇 -Psikoloji bölümündeki ve İstanbul'daki ilk senem nasıldı?memnun muydum yoksa pişman mıyım? ve en önemlisi hayatımın bu en zor ve en güzel senesinde neler öğrendim?-sizinle şimdi bunları paylaşacağım,benim için de koskoca 1 senenin özeti olacak bu yazı,o yüzden bi taraftan da instagram profilimde senenin başına döndüm ve en başından tüm senemi hatırlayarak başlıyorum yazmaya;
Senenin başına dönünce okulun ilk günü geldi aklıma."Oryantasyon günü" .O gün ilk kez fakültenin içine girmiştim(okul kaydımı internet üzerinden yaptığım için ilk güne kadar ne okula ne İstanbul'a gitmemiştim.)Yurttan tam çıkmak üzereyken bir sürü kayıt belgesi verdikleri için üniversite hayatımın daha ilk gününde okula geç kaldım.😂Geç kaldığım yetmezmiş gibi bir de o telaşla okula girince Amfi 3'ü bulamayıp baya bi aramıştım .
Geç kaldım falan derken buldum amfiyi,girdim içeri hemen, yazın internetten tanıştığım arkadaşlarımı bulup onlarla görüştüm(bir-iki ay önce internetten tanışmamıza rağmen ilk kez yüz yüze görüşmüştük👭💞)

Meşhur kapımızla çekildiğim ilk fotoğrafım

minnoşum Zeynep'le ilk haftalardan bir fotoğraf💗

İlk gün zaten sınıf çok sessizdi,,kimse kimseyi tanımadığı için herkeste bi çekingenlik vardı ama ikinci haftadan itibaren hiçbirinden eser kalmadı o sessizliklerin🙉.
Size tavsiyem kesinlikle ilk gün ve ilk hafta okula gitmeniz !,ders falan işlenmez tabiki ilk zamanlarda ,ama arkadaş edinmeniz,birileriyle tanışmanız ve en önemlisi de o yeni üniversiteli olmanın çekingenliğini üzerinizden atmanız için ilk hafta gitmenizin çok yararı olur.🙌

İlk gün o dönem dersimize girecek hocalarımız geldi,kulüp üyelerimiz ve üst dönemden bazı kişiler gelip bize bölümü tanıttı,TPÖÇG,PÖMYAP gibi bazı psikoloji gruplarını anlattılar(sene boyunca istemediğiniz kadar çok şey duyacak,öğreneceksiniz bunlarla ilgili zaten)
İlk haftalar içinde İstanbul Üniversitesi Psikoloji Kulübünün tanışma çayları,tanışma etkinlikleri de oluyor zaten,bunlara (İstanbul Üniversitesi'nde olmasanız bile kendi okulunuzdakilere)katılmanızı öneririm,Özellikle üst dönemlerle tanışmanızı ve onlardan ders içeriklerinden hocaların sınavlarda nasıl soru sorduğuna kadar bilgi alabilmenizi sağlarlar,hem de biraz çevre edinmiş olursunuz.😉

Tanışma çayımızın olduğu gün hediye çekilişinde ilk benim adım çıkmıştı,araştırma görevlimizden onu alırken(yalnız Tutunamayanlar çıktı diye baya sevinmiştim:))

İlk dönem aldığınız dersler ve o derslere giren hocalar ikinci dönem değişebiliyor.Bizim de eklenen ve çıkarılan hocalarımız&derslerimiz oldu.(Bu arada size güzel bir haber vereyim(belki bilmeyenler vardır),üniversitede çoğu bölümün dersi haftanın sadece birkaç günü olur,lisedeki gibi haftanın beş günü okula gidip tüm günü okulda geçirmek yok yani,🙆 mesela bizim ilk dönem haftada 3 gün,ikinci dönem de 4 gün dersimiz vardı (pazartesi ve perşembe de tek dersimiz olunca haftada 2 gün okula gidiyor gibi bir durumdaydık)şuan size çok yetersiz gibi gelmiş olabilir ama emin olun üniversitenin hayatınıza en büyük katkısı,okul dışındaki zamanlarınızda kendinizi geliştirmek için yaptıklarınız oluyor👍,o 3 gün bile çok gelebilir yani😅)


İstanbul'a gittiğim ilk ay herhalde hayatımın en yoğun,en stresli ayıydı.Çünkü ilk kez tek başınıza büyük bir şehre gidiyorsunuz,ilk haftalar zaten genelde öğrenci işlerinde kayıt işleriyle uğraşmakla geçiyor,aşırı yığılma oluyor ama merak etmeyin birkaç haftadan sonra nadiren öğrenci belgesi ya da disiplin cezası durum belgesi almak için falan gideceksiniz,gözünüz korkmasın yani.
Eğer benim gibi çok fazla kuruma burs başvurusunda bulunduysanız muhtemelen ekim-kasım aylarınız sürekli mülakatlarda ya da kurumun istediği belgeleri toplayarak geçecek(ölüm gibi bir şey😂),size tavsiyem asla bu işlerin peşinde koşmaktan gocunmayın,evet ordan oraya koşturmak,belge peşine düşmek çok stresli ama bu geçici bir süre ve burs almaya hak kazandığınız takdirde 4 seneniz çok daha rahat geçecek,bunu unutmayın.

Ekim'in ortalarına doğru burs mülakatlarının sonuçları yavaş yavaş belli olmaya başlıyor zaten,ben de yaklaşık o tarihlerde uzun uğraşlarımın sonucunda Çelikel Eğitim Vakfının bursiyeri olmaya hak kazandığımı öğrenmiştim💖(o gün hayatımın en mutlu günlerinden biriydi galiba,çünkü gerçekten belge toplama sürecinden grup ve bireysel mülakat süreçlerine kadar çok isteyip çok çaba sarf ettiğim bir burstu.-İsterseniz bununla ilgili daha ayrıntılı bir yazı da yazabilirim size,burslarla ilgili yazı isterseniz yorum olarak yazmayı unutmayın😚-)

Canım Çelikel Eğitim Vakfı💙

Kayıt işlemlerini,burs işlerini hallederken yavaş yavaş okula ve arkadaşlarınıza da alışmaya başlıyorsunuz zaten ve asıl üniversitenin ve şehrin güzelliğini o zaman fark ediyorsunuz.(Böyle kolay kolay anlatınca İstanbul'a hemen alıştım,hiç zorlanmadım sanmayın,yanı çok zorlandım desem de doğru  olmaz tabi ama yurda okullar açılmadan birkaç gün önce gitmiştim ve ben gittiğimde daha hiç kimse yoktu,yurdun balkonundan Vezneciler Meydanı'na bakarak -ben şimdi koskoca İstanbul'da tek başıma napicam diye düşünürken gözümden bikaç damla yaş düştüğünü hatırlıyorum.😂Ama üçüncü haftadan sonra da "ben şimdi yazın Mersin'de napicam,çok sıkılırım İstanbul'dan sonra "diye düşünmeye başladım-Kısacası,alışıyorsunuz arkadaşlar,zor da gelse çok kısa sürede alışacak hatta zevk bile alacaksınız,rahat olun💪💫-)

Eğer bana "Peki Nisa,üniversite hayatın sana göre tam olarak hangi gün başladı?"diye soracak olursanız kesinlikle ve kesinlikle 'gönüllülük yapmak için kolları sıvayıp STK'ları araştırmaya başladığım gün' derim.
Çünkü şuan da kendi bölümümden çok başka bölümlerden hatta başka okullardan arkadaşım varsa  bunu okul dışında bulunduğum faaliyetlere özellikle de "gönüllü faaliyetlere" borçluyum.

TOG💙KIZILAY etkinliğimizden

Okula alışmaya başladıktan sonra biraz araştırıp ilk olarak bizim okulda coğrafya okuyan arkadaşım Cihan'ın aracılığıyla (Cihan'la okuldan çok önce-tercih döneminde-facebookta bir ygs&lys sayfasında tanışmıştık)Toplum Gönüllüleri Vakfının eğitimlerine gittim ve bir süre sonra da projelere başladık.(Şuan da KIZILAY ile ortak bir projede gönüllülük yapmaya devam ediyoruz(arkadaşlarımla)).
Daha sonra TEGV'e başvurmuştum ama sınav dönemimle çakışınca bu sene oraya gidemedim(belki 2.sınıfta giderim,belli mi olur😉)
Senenin sonlarına doğru da BİRİZ derneğinin eğitimlerine gittik,araya yaz tatili girince ordaki projelerimize de 2.sınıfta başlayacağız gibi gözüküyor.

Bana en çok sorulan sorulardan bir tanesi de "Büyük şehirde okumanın avantajları neler?" sorusu.İşte buna vereceğim cevapların başında bu gibi kurumların pek çoğunun büyük şehirlerde projeler yürütmesi ve o şehirdeki öğrencilerin öncelikli olarak bu imkanlardan yararlanabilmesi geliyor.
Bu faaliyetlere katılmak,her şeyden önce kişiliğin gelişimine,sosyalleşmeye katkı sağlasa da ben "Psikoloji bölümü öğrencileri için" çok çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Yukarda da söylediğim gibi okuduğumuz üniversite bizim akademik bilgi edinmemize fayda sağlıyor-ki bu da çok önemli-ama o bilginin işe yaraması için pratikte kullanılması gerekiyor ve işte bu tarz projeler de bize bu imkanı sağlıyor.💙

Kendi okulum ve bölümüm için konuşmam gerekirse;Bence, ilk dönem okula alışmamız ve bölüme ısınmamız için hocalarımız tarafından derslerde çok fazla zorlanmadık.(tabiki konular ve sınavların içeriği basitti,okuyup sınava girdik falan diyemem çünkü öyle olmadı,yıne vize-final haftasında sabahlara kadar çalışmamız gerekti; ama ikinci döneme baktığım zaman ilk dönemden çok daha fazla fotokopi,ek okuma vs. verilmesi,final konularının senenin başından itibaren dahil edilmesi... de ikinci dönemin biraz daha zorlayıcı olduğunu açıkça gösteriyor😕)
Size önerim ilk sınavların öncesinde bir üst döneminizdeki kişilerle konuşup hocaların sınavda ne tarz sorduğunu,özellikle nelere dikkat ettiğini vs. öğrenmeye çalışmanız.Dersine girdikçe zaten fikir edineceksiniz ama ilk sınavlardan önce stres olmamak için üst dönemlerden biraz yardım almanız iyi olur.

Travma Sempozyumu'nda görevliyken😇

İlk dönem 4 ay boyunca hiç eve gidecek zamanım olmamıştı(nerdeyse her hafta sonu yukarda bahsettiğim etkinliklerin,burs aldığım kurumun, vs. bir buluşması,eğitimi oluyordu,ben de zaten daha yeni başladığım için hiçbirini kaçırmak istemiyordum.) açıkçası 4 ay eve hiç gitmemek beni baya zorlamıştı ama ara tatilde 40 gün evde olacağımı düşünüp kendi kendimi teselli ettim😅.(İkinci dönem dayanamayıp vizelerden sonra 10 günlüğüne Mersin'e gittim zaten.😁)
Bana kalırsa özellikle ilk sene çok sık eve gitmek iyi değil çünkü bu yıl İstanbul'a yakın şehirlerde okuyan arkadaşlarımı gördüm,iki haftada bir eve gittikleri için okula alışmaları bizden daha zor oldu.

İkinci dönemi düşündüğümde aklıma direk Çelikel Eğitim Vakfı bursiyerleri olarak (ben ve biri Boğaziçi Tarih diğeri İÜ Hukuk 'ta okuyan arkadaşlarımla ) Samsun'a / Rıdvan Çelikel Fen Lisesine gittiğimiz gün geliyor.Çünkü benim için inanılmaz bir deneyimdi.Hayatımda hiç günübirlik 12 saat uzaklıktaki bir şehre gitmemiştim😁 (sabah 4.30'ta uyanıp Sabiha Gökçen'den Samsun'a gidip,şehri gezip,konuşmamızı yapıp gece 12'de tekrar İstanbul'a döndük😅 )
Rıdvan Çelikel Fen Lisesinde 11 ve 12. sınıf öğrencileriyle sınava hazırlık dönemimizden,neler yaptığımızdan konuşmuştuk hatta orda beni instagramdan takip eden Petek ve Burak'la karşılaşmıştım💓,kesinlikle hayatımın en güzel,en dolu günlerinden biriydi.

 Son olarak da şunu ekleyeyim;

Üniversite hayatımızda çok ara bir döneme denk geliyor.Yani deliler gibi ders çalıştığımız 12. sınıfın sonunda birden hiç bilmediğiniz bir ortamın,belki hiç bilmediğimiz bir şehrin içine düşüyoruz;yeni koşullara alışmaya çalışırken bir taraftan da hayatımızın çok büyük bir kısmında yapacağımız mesleğimizi öğrenme,işe yarama çabasına giriyoruz.
Çok zevkli olsa da aslında hem biz hem ailemiz için psikolojik olarak çok zorlayıcı ve stresli de bir dönem.(Ailemiz de etkileniyor çünkü biz bambaşka bir ortamda bulunurken,yeni insanlarla tanışıp kendimizle ve çevreyle ilgili yeni yeni şeyler öğrenirken evde her şey eskisiyle aynı devam ediyor ve onlar da normal olarak bu durumu yadırgayabiliyorlar.)
Bu zamana kadar hep herkesin üniversite okumak zorunda olmadığını,ilgi ve yeteneklerine göre meslek seçmesi gerektiğini düşündüm aslında hala da böyle düşünüyorum ama kesinlikle bir insanın kendini tanıyabilmesi,daha girişken olabilmesi,kısacası gözünün açılabilmesi için de ailesinden uzakta,kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini de düşünüyorum.Bize bu imkanı sağlayabilen en uygun yer de günümüz koşullarında "üniversite" oluyor.

Bu yazı seneler sonra açıp okuduğum zaman bana üniversitedeki ilk yılımı hatırlatan bir yazı olsun istiyorum,bu sene yukarıda anlattıklarımdan arta kalan zamanlarımda en çok yaptığım şey tabiki de İstanbul'a ilk kez gelmiş birisi olarak bol bol 'gezmek'ti.
O yüzden şimdi de bu yıl geçirdiğim en güzel zamanların fotoğraflarını iliştiriyorum aşağıya;

Yazıda bahsetmeyi unutmuşum,bu sene yaptığım en güzel şeylerden biri de Uğur Özdağlının YouTube kanalı için çektiğimiz Psikoloji Bölümü Soru Cevap videosuydu.
YouTube Videomuz:https://www.youtube.com/watch?v=tDori87R7-0

Videoda yardımcı olan arkadaşlarım Nesiha,Cihad ve Burak👭👬

Güze Sanatlar Ödevi için Arkeoloji Müzesindeyken

Bütün senenin en eğlenceli günlerinden biriydi💛HEYBELİADA💛

Herhalde blogun başından beri yazmaktan en çok keyif aldığım,koskoca 1 senemi özetlediğim,hatırladığım bir yazı oldu.
İnşallah siz de okurken keyif almışsınızdır,faydası olmuştur.
Kendinize çook iyi bakınnn.
                                                                                                   
NİSANUR EL

Siz de Rehberlik Görüşmeleri için randevu oluşturmak/bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz:

RANDEVU OLUŞTUR

 - Bana Ulaşmak İçin-

Instagram

nisanurel@gmail.com

YouTube

LinkedIn Profilim

YouTube

Randevu Oluştur