Merhaba :)
Mezun olalı yaklaşık 6 ay oldu. Son dönemimde pandemiden dolayı doğru düzgün okula gitmediğim ve yine pandemiden dolayı mezuniyet töreni yapamadığımız için kendimi asla mezun olmuş gibi hissetmiyorum. Sanki ara tatil için ailemin yanına gelmişim ve her an İstanbul'a 1000 kişilik Kyk yurduma geri dönecekmişim gibi geliyor.
Ama gerçekler öyle değil :) Ara tatil hiçbir zaman bitmeyecek ve ben Kyk yurduma artık hiç dönemeyeceğim.
Üniversite hayatı benim için çok ilginç deneyimlerle doluydu. Önceki hayatıma kıyasla çok fazla şey denedim. Gerçekten çok fazla şey: Gönüllülük yaptım, kurslara katıldım, yurt dışına çıktım, çalıştım, bol bol gezdim... Bu süre boyunca da en belirgin özelliğim sanırım kendimi asla konfor alanımın içinde tutmamamdı. Ne zaman bir yere, bir şeye alışsam ya da artık orada keşfedecek yeni bir şeyim kalmadığına ikna olsam "sıkıldığımı" düşünerek arkama bile bakmadan oradan gittim. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi emin olamıyorum. Çünkü bir taraftan beni sürekli yeni ve zorlayıcı şeyler denemeye itiyor diğer taraftan da istikrarlı denilebilecek bir süre boyunca kalmadığım için herhangi bir konumda yükselmemi engelleyebiliyor. Hep yeniden bambaşka bir yerde sıfırdan başlamam gerekiyor.
Belki de bunun bir sebebi, hep bir şeyleri kaçırıyormuşum gibi hissetmemdir. Yani sanki bir şeye odaklanınca etrafımdan akıp giden onlarca şeyi -dahil olamadığım onlarca şeyi- kaçırıyormuş gibi hissediyorum.
Özellikle de mezun olduktan sonra sanki hemen bir şeyler yapmam, bir yerlerde dikiş tutturmam ve bunu iyi yapmam gerekiyormuş gibi bir baskı var üzerimde. Kendi kendime kurduğum bir baskı.
Sanki zaman çok hızlı geçiyormuş ve birdenbire 22 yaşımdan 35 yaşıma ışınlanıp neler olduğunu anlayamayacakmışım gibi.
Aslında zaman gerçekten hızlı da geçiyor. Daha dün İstanbul'da, hayatımda kiraladığım ilk evimin oturma odasındaki eski mor koltuğun üzerinde, ev sahibimle kavga ettiğim ve yalnız başıma koskoca İstanbul'da yeni bir evi bulup da yerleşecek maddi manevi gücüm olmadığı için hüngür hüngür ağlıyordum. :) Şu an ise her şey bambaşka.
Ama esas mesele belki de her şeyin özündeki ölüm korkum, yok olup gitme korkumdur. Belki de ölümden o kadar korkuyorumdur ki "başarısız bir yetişkin" olarak ölme ihtimalimin yok olması için direkt zamanın ilerlemesini engellemek istiyorum, bunu yapamayınca da hep bi şeyleri kaçırmış, bi şeylere yetişememiş gibi hissediyorumdur.
Belki siz de böyle hissediyorsunuzdur. :)
Bu nasıl bir his tam olarak bilemiyorum ama demek ki yaşanması gereken bir his ki yaşıyoruz. :)
Siz de içsel deneyimlerinizden beni haberdar etmek isterseniz benimle iletişime geçebilirsiniz, mesajlara mailere her zaman yanıt veremesem de hemen hemen hepsini okuyup çok mutlu oluyorum. 🧡
Kendinize çok iyi bakın.
Nisanur El
Yorumlar
Yorum Gönder