Ana içeriğe atla

ÜNİVERSİTE OKUNACAK ŞEHİR NASIL SEÇİLİR? | HANGİ ŞEHİRDE OKUNMAZ?

Merhabaa :))

Şu sıralar bol bol üniversite konuşasım var. Malumunuz, yaz geldi- her tarafta mezuniyet baloları, mezuniyette giyecek elbise arayan kızlar, çocuğum büyümüş de mezun oluyormuş diye duygulanan anne-babalar...

Özellikle de bizim okulda -İstanbul Üniversitesi- fakültelerin çoğu yan yana olduğu için her gün bir fakültenin önünde yukarıdaki profilleri görüp görüp kendi mezuniyetimi düşünüyorum, çünkü daha düne kadar "üniversite nasıl olur? İstanbul'da ne yaparım ki ben bir başıma?.." derken şu an 2. sınıfı bitirmek üzereyim, İnşallah 2 sene sonra buradan "Artık Diplomalı Bir Psikoloğumm" başlıklı yazılar paylaştığımı da hep beraber görür, duygulanırız (duygulanırsınız değil mi? neredeyse 2 senedir acı-tatlı her anımı sizinle de paylaşıyorum sonuçta burada😄 )

Ama bugün konumuz bu değil, bugün mezuniyeti değil de "üniversite", daha doğrusu "şehir" tercihi konuşacağız;

➤Üniversite hangi şehirde kesinlikle okunmaz/okunur?
➤Şehir mi? Üniversite mi? 
➤Güzel Ama Pahalı Şehirler vs. Ucuz Ama Sıkıcı Şehirler??

Neden bu konuyu konuşuyoruz? çünkü, üniversite okunan şehir hayatımızda çok önemli izler bırakacak anılarımızın oluşacağı, bizi biz yapacak insanlarla tanışıp kendi yolumuzu çizmemizi sağlayacak, belki de geri kalan hayatımızı devam ettirmeye karar vereceğimiz şehirdir. Bu yüzden çok çok çok önemli.

Hadi o zaman gelin hepsini uzun uzadıya konuşalım sizinle;

Ben, hayatımda aldığım önemli kararların pek çoğunu, zamanında ettiğim büyük lafların etkisiyle almışım, 20 yaşıma girmek üzere olduğum şu günlerde daha iyi fark ediyorum bunu. Bu kararlardan bir tanesi de "üniversiteyi İstanbul'da okumak"tı. Çünkü ben, Adana-Mersin'de doğup büyümüş ve üniversiteye kadar İstanbul'u yalnızca Yaprak Dökümü, Adını Feriha Koydum gibi dizilerde görmüş ve bu dizilerden hareketle İstanbul'un çok pislik, bela bir yer olduğuna ikna olmuştum. Yetmezmiş gibi bir de çevremde İstanbul'a hayatında bir kez hadi bilemedin iki kez gezmek için gidip de "Yok yok bu şehirde çocuk okutulmaz, burada yaşanmaz, burası şöyle pahalı böyle güvensiz..." diye anlatan bir sürü insan vardı. Böyle bir ortamda olunca da orta okul zamanlarımda hep "Her yerde okurum, İstanbul'da okumam" diyerek gezindim ortalıklarda. Çünkü İstanbul benim gözümde koskocamann, hep kötü niyetli ve bana zarar vermek isteyen insanların olduğu, aşırı pahalı ve yaşanmaz bir yerdi.
Tabi ki sonradan çok şey değişti ve şu anda hayatımda verdiğim en iyi kararlardan bir tanesi olarak "İstanbul'a gelmem" diyebilirim sizlere.

Ama anlatmak istediklerim bunlar değil aslında.
Ben İstanbul'u, şu anda içinde bulunduğum tüm koşulların birleşmesi sonucunda seviyorum. (KYK çıkması, burs kazanmam, okulumu ve bölümümü seviyor olmam, pek çok yönüyle bana hitap eden bir şehir olması...) Yani bu koşullardan bir tanesi bile farklı olsaydı şimdi burada bambaşka şeyler konuşuyor olabilirdik.

Tüm bu yazdıklarım kafanızı mı karıştırdı? Korkmayın, tek bir cümlede özetliyorum şimdi anlatmak istediklerimi;

"Bana göre, üniversite okunacak ya da okunmayacak şehir diye bir şey yoktur, "senin" üniversite okuyabileceğin ya da okuyamayacağın şehir vardır."

Bu demek oluyor ki hepimiz birbirimizden çok farklıyız, her birimizin yetiştiği aile yapısı, siyasi görüşü, lüks anlayışı, eğlence anlayışı, farklılıklara duyabileceği tolerans miktarı, yeni ortamlara uyum sağlayabilme kapasitesi, girişkenliği, yapmak istediği meslek, kazanmak istediği para, birlikte vakit geçirmek istediği insan profili..... birbirinden o kadar farklı ki tüm bunları yazmaya çalışsak sonunu getiremeyiz listenin.

Tüm bu etkenleri göz önünde bulundurduğunuzda üniversite okumak için doğru şehri tercih etmek inanılmaz büyük bir önem taşıyor.

Bence bir insan, üniversiteyi okuyacağı şehri tercih ederken kendine şu soruları sorarak başlamalı işe; (ben şehrimi seçeli 2 sene olmuş olsa da bir kez daha burada kendi cevaplarımı vereceğim sorulara:))

▪ Şu anda nasıl bir şehirde yaşıyorum ve burada mutlu muyum? Evetse neden mutluyum, burada neleri seviyorum; hayırsa neden değilim, nelerin farklı olmasını isterdim?

Ben lisedeyken Mersin'de ailemle birlikte yaşıyordum ve o zamanlar Mersin'in benim için enteresan hiçbir özelliği yoktu çünkü zaten hayatım orada geçiyordu, her yerini biliyor ve gayet rutin bir hayat sürüyordum. 1-1.5 senedir üniversite sınavına hazırlanmaktan inanılmaz yorulmuştum ve içimde artık evden ayrılıp ailemden bağımsız, kendi kararlarını veren, kendini tanıyan bir insan olma isteği vardı. Ayrıca okumak istediğim bölüme karar vermiştim ve bu alanda en iyi eğitimi veren okullardan bir tanesinin de İstanbul Üniversitesi olduğunu biliyordum. Evet, ailemin yanında olmak çok güvende hissettiren bir şeydi, her türlü ihtiyacım ben talep bile etmeden onlar tarafından daima karşılanıyordu (yemek, bulaşık, çamaşır, fatura derdim yoktu) ama kendi hayatım için artık bir şeyleri değiştirmenin zamanının geldiğini biliyor ve çok istiyordum.

▪ Nasıl bir üniversite hayatı yaşamak istiyorum? (Aktif, bol bol sosyal faaliyetlerde bulunacağım, çevre edineceğim, kendimi daha yakından tanıyacağım bir hayat mı? Yalnız kalabileceğim, rahat rahat ders çalışabileceğim, sınav senesinin yorgunluğunu dinlenerek atabileceğim bir hayat mı?)

Biliyor musunuz ben aslında sakin bir insanmışım.
Bunu 20 yaşıma girmeme 1 aydan az bir süre kalmışken, yeni yeni fark ediyorum. Daha doğrusu şu şekilde ifade edeyim size; her birimizin günlük hayatta üstlenmesi gereken pek çok rol var değil mi? Mesela evde anne ve babamızın çocuğuyuz/ ya da belki ablayız,babayız.., okulda arkadaşız/öğrenciyiz, AVM'de müşteriyiz/çalışanız.... ve üstlenmemiz gereken tüm bu roller kişiliğimizin farklı yanlarını ön plana çıkartıyor ya da bazı özelliklerimizi kimi durumlarda gizlememizi gerektiriyor.
İşte ben İstanbul'a, daha doğrusu üniversiteye gelmeden önce üstlenmem gereken rollerin etkisiyle sahip olduğum kişilik özelliklerinin çok az bir kısmının farkındayken buraya geldikten sonra birdenbire içimde aslında bambaşka bir Nisa'nın var olduğunu fark ettim. Çünkü burada sorumluluk almam, karar vermem, kendi kendime var olabilmem, yeni yeni şeyler deneyimlemem gerekiyordu ve yeni şeyler deneyimleyip farkı ortamlarda kendimi gördükçe, senelerce hep ailemin yanında ön plana çıkardığım aceleci, çabuk parlayan, daha az özgüvenli rollerimin tam olarak "ben"i yansıtmadığını, yalnızca belli ortamlarda sürdürmeye alıştığım bazı özelliklerim olduğunu fark ettim ve işte bu noktada da yavaş yavaş asıl "ben" ile tanışmaya başladım.

2-4-5 belki 6 senenizi geçireceğiniz şehri tercih ederken de "liseden arkadaşlarınız oraya gidiyor diye, kuzeniniz orada yaşıyor diye ya da birileri güzel dedi diye"  tercih etmeyip, "gerçek siz"e uygun şehirde olmalısınız.

Eğer spor/müzik/tiyatro/sinema... ya da başka herhangi bir aktivite sizin hayatınızda çok büyük bir öneme sahipse bunlar olmadan ya da istediğiniz gibi erişim sağlayamayacağınız bir şehirde geçireceğiniz senelerinizde hep bir eksiklik hissedeceksinizdir.
Ya da mesela girişimcilik ruhunuz olduğuna inanıyor ve bununla ilgili ciddi adımlar atmak istiyorsanız buna elverişli bir şehirde olmanız tabi ki size çok büyük avantajlar sağlayacaktır.
Bu nedenle olmazsa olmazlarınızı belirlemeli ve birkaç senenizi geçireceğiniz bu şehirde de bu nitelikleri aramalısınız.

▪ Ekonomik olarak ne durumdayım? Burs/yurt çıkmazsa özel yurda veya eve her ay yüklü miktarda para ödeyebilir miyim? 

Evet, işin "gerçek" kısmına geldiğimizde ise elbette ki karşımıza "para mevzusu" çıkıyor.
Peki ben İstanbul'u seçerken bunu nasıl göz önünde bulundurdum? Burada okumaya nasıl cesaret ettim?

Aslında biraz riskti diyebilirim arkadaşlar. Ama ayakları yere basan bir risk.
Benim babam devlet memuru ve şu anda hem ablam hem de ben üniversite okuyoruz. Seneler önce abim üniversite için Ankara'ya gittiğinde hem bursa hem de yurda başvurmasına rağmen ikisi de çıkmamıştı ama o zamanlar ablamla ben henüz küçük olduğumuz için babam ekonomik olarak çok zorlanmamıştı. Yaklaşık 4 sene önce ablam üniversiteyi kazandı ve ona da tıpkı abim gibi ne yurt ne burs ilk seferde çıkmadı, kredi almak zorunda kaldı. Sonra sıra geldi banaa. Ben bu iki örnekten sonra epey bir umutsuzdum açıkçası, çünkü kurumların bursu sadece "üzerine ev var mı? araba var mı? kira veriyor musunuz?" sorularını sorarak verdiklerini zannediyordum.

Burada kötü olan şey ne yurdun ne devlet bursunun ne de özel bursların çıkıp çıkmadığının tercihlerden önce belli olmuyor olması. Yani biraz risk alıp gelmek gerekiyor ne yazık ki.
Ben de bu yüzden gelmeden önce inanılmaz derecede araştırma yaptım arkadaşlar. Çünkü -özellikle de buraya geldikten sonra fark ettim ki-  burs konusu şehir dışında üniversite okuyan bir öğrenci için riske atılmayacak kadar önemli bir konu. LYS'nin hemen ertesi günü bilgisayarın karşısına geçip tek tek bursları araştırdığımı hatırlıyorum (hatta edindiğim deneyimlerden yola çıkarak sizler için burslarla ilgili bu ve bu yazıyı paylaşmıştım.) ;
"ilk 10 bine verilen burslar, TM öğrencilerine verilen burslar, İstanbul'da okuyanlara verilen burslar..." hepsinin tek tek listesini çıkarıp hangilerine başvuracağımı kararlaştırdıktan sonra istedikleri belgeleri toparlamaya başladım. Belge toplama süreci gerçekten inanılmaz sıkıcı bir süreç olsa da şu anda Çelikel Eğitim Vakfı gibi değerli bir vakfın bursiyeri olmamı o süreçte pes etmememe borçluyum diyebilirim. :)

Yani siz kendinize güveniyorsanız, başarınıza inanıyorsanız ve sonuca ulaşana kadar bıkıp usanmadan araştırabilecek potansiyeliniz olduğunu düşünüyorsanız illaki sizi destekleyen kişiler, kurum&kuruluşlar bulacaksınızdır. Yeter ki cesaretle ve azimle arayın :))


Yukarıda verdiğim 3 soru da çok temel ama cevabını derinlemesine dûşündüğünüz takdirde size bu süreç boyunca yol gösterebilecek sorular :)
Evet, üniversiteye hazırlanıyor olmak hem fiziksel hem de mental olarak yıpratıcı ve stres dolu bir süreç ancak tüm bu süreci birebir yaşamış ve çok şükür ki hayal ettiği şehre gelmiş birisi olarak şunu söyleyebilirim ki çok stresli ve zorluklarla dolu olduğunu düşündüğünüz sınav sürecine dair bile özleyeceğiniz anılarınız olacaktır.
Bu nedenle ders çalışmaktan tercih aşamasına kadar her anınızdan mümkün olduğunca keyif almaya çalışın ve geleceğe daima umutla bakın :) çünkü sonradan fark etsek dahi yüzümüze kapandığını düşündüğümüz her kapı aslında bizi asıl gitmemiz gereken yola doğru götürüyor 🛤

Sizi çok seviyorum 💕 Kendinize çok iyi bakın 💚
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere 🌸

Nisanur El

 

 - Bana Ulaşmak İçin-


DİĞER YAZILARIM 


• İstanbul'da Üniversite Okumak!
• Üniversiteye Yeni Başlayacaklara Tavsiyeler
• Nasıl Tıp/Psikoloji/Mühendislik Kazandık? | Zorlukları Avantaja Çevirmek!
• Tek Hedefiniz Üniversite Olmasın!
Psikoloji Bölümünü Nasıl Kazandım? | İstanbul Üniversitesi


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YURTTA KALACAKLAR İÇİN GEREKLİ EŞYALAR

Merhaba :) Sonunda şehir dışında okuyacak bir öğrencinin bilmesi gereken en önemli şeylerden olan "Yurt Valizinde Olması Gerekenler" yazısını yazabiliyorum.🙄 İnstagramdan  beni takip ediyorsanız belki biliyorsunuzdur, geçen hafta evde değildim, bu süreçte baya da uzun bir araba yolculuğu yaptım. Eve geldikten 2 gün sonra da İstanbul'a dönmem gerektiği için çok hızlı şekilde hazırlanmam gerekiyordu ve bu esnada mümkün olduğunca yanıma neler almam gerektiğini not etmeye çalıştım ki sizinle de buradan paylaşabileyim :) Eğer hâla üniversite valizinizi hazırlamadıysanız bu yazının yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Hadi başlayalım o zamann💃 ⏩   Şahsi önerilerimi atlayıp doğrudan alınması gerekenler listesini okumak için yazının en sonuna gidebilirsiniz !  (Ama bence tamamını okuyun, çok güzel öneriler verdim çünkü 😂)⏪   1) KIYAFETLER ! "Tabi ki de yanımıza kıyafetlerimizi almamız lazım, bunu söylemene gerek mi var Nisa?" diyorsunuzdur eminim şu an

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜNÜ NASIL KAZANDIM ?

Merhabaa 🙌 Beni instagramdan düzenli takip ediyor ve blogtaki yazılarımı okuyorsanız, geçen seneden beri üniversite sınavı&sınava hazırlık sürecim le ilgili bol bol paylaşım yaptığımı biliyorsunuzdur. Halihazırdaki paylaşımlarıma rağmen İnstagram'dan hala en çok gelen sorular  "Sınava Nasıl Çalıştın ? / Psikolojiyi Nasıl Kazandın ? " soruları. Bu nedenle, şu an da sınava hazırlananlar için bir kez daha sınava hazırlık sürecimle ilgili soruları yanıtlamak ve önemli gördüğüm noktaları ile " İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü "nü nasıl kazandığımı anlatmak istedim. Biliyorsunuz ki bu sene sınav sisteminde değişikliğe gidildi ve sizler ygs&lys formatından daha farklı bir sınav ile üniversiteye yerleşeceksiniz. Ben İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümüne ygs&lys sınavları ile yerleştiğim için bu yazıyı sınav sistemine pek girmeden, daha çok dersler üzerinde durarak yazmaya çalışacağım :) 🔼Bu yazımda diğerlerinden farklı olarak madde mad

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ MEZUNU NERELERDE ÇALIŞABİLİR ? / NE KADAR PARA KAZANABİLİR ?

Merhaba Herkesee 🙌🙌🙌 Aylardır yazmak istediğim ve sizin de en çok istediğiniz yazılardan birisi olan "Psikoloji mezunları nerelerde çalışabilir ? Ne kadar maaş alır ? " yazısını sonunda yazıyorum.💃 Bu konu çok merak edilen bir konu olmasının yanında maalesef net bilgiye kolay kolay ulaşılabilecek bir konu değil.Bunun sebebi de psikolojinin gerçekten çok geniş ve hemen hemen her alanla bağlantılı bir bilim dalı olması. Bence Psikoloji mezunu birinin nerelerde çalışabileceğinden önce "psikolojinin alt dallarını" şöyle bir hatırlayalım çünkü çalışma alanları doğrudan bununla ilgili. Psikolojinin Alt Dallarından Bazıları ; ➤Klinik Psikoloji ➤Gelişim Psikolojisi ➤Endüstri ve Örgüt Psikolojisi ➤Fizyolojik Psikoloji ➤Deneysel Psikoloji ➤Sosyal Psikoloji ➤Adli Psikoloji ➤Sağlık Psikolojisi ➤Trafik Psikolojisi ➤Spor Psikolojisi ... (Psikolojinin alt dallarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için "PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ HAKKINDA" isimli yazıma bakabilir