Merhaba 😊
Bugün Moldova’daki 6.
günüm ve ben de artık “AGH Günlükleri” yazımın
ilkini paylaşmaya karar verdim.
Bu ilk yazı olduğu için sizlere başvuru sürecimi, Moldova’yı
nasıl ve neden seçtiğimi, nasıl geldiğimi, ilk izlenimlerimi ve burada ne
yaptığımı anlatacağım.
Hadi o zaman başlayalım;
7 Haziran Perşembe gecesinde Mersin’de ailemle vedalaştım,
Havaş’a bindim; bir orta bir küçük boy valizim, sırt çantam ve bilgisayarımla
beraber yalnız başıma Adana Havalimanına geldim. (kader 😅)
Check indi, bagaj teslimiydi derken uçak saatim geldi. Saat
23.50’de Adana’dan İstanbul Atatürk Havalimanına geldim ve yolculuk psikolojisi
aslında benim için orada başladı 😊
Çünkü İstanbul’a indiğimde saat gece 1.25 civarıydı ve
Moldova uçağım sabah saat 7’deydi. Bu yüzden havaalanında birkaç saat kitap
okuyarak, duty freeye bakarak, bu yazının giriş kısmını planlayarak vs.
oyalandım.
Derken saatler geçti ve sabah saat 7 gibi kendimi Kişinev
uçağından dışarıyı seyrederken buldum. Moldova zaten İstanbul’a yaklaşık 1.5
saat uzaklıkta bir ülke, bu yüzden İstanbul- Kişinev yolculuğum Adana- İstanbul
yolculuğumdan kısa sürdü. 😊
Peki Moldova’ya inince ne oldu?
Buna geçmeden önce çok kısaca AGH/EVS (buraya geldiğim
gönüllülük programı) ve benim başvuru sürecime değineceğim, sonrasında da
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Önceki yazımda da biraz bahsetmiştim aslında, AGH (Avrupa
Gönüllü Hizmeti) Avrupa ülkelerinin vatandaşı olan 18-30 yaş arasındaki
gençlerin diğer Avrupa ülkelerinde 2 ay ile 12 ay arasında gönüllülük
yapmalarını sağlayan bir program. Programa başvuru için çok önemli birkaç şey
var, bunlar; İngilizce CV, Motivasyon Mektubu, Gönderici Kuruluş, Ev Sahibi
Kuruluş. ( Hepsiyle ilgili detaylı bilgi
alabileceğiniz linkleri aşağıya ekleyeceğim lütfen başvuru yapmayı
düşünüyorsanız linkleri detaylıca inceleyin, tüm sorularınıza yanıt
bulacağınıza eminim, ayrıca özellikle *CV ya da Motivasyon Mektubu nasıl
yazılır* konularında detaylı yazılar paylaşmamı isterseniz yorumlarda mutlaka yazınn😊💕)
Peki neden Moldova’yı tercih ettim?
Ben EVS yapmayı yaz dönemimi verimli geçirebileceğim ve bana
pek çok konuda deneyim kazandırabilecek bir aktivite olduğunu düşündüğüm için
çok istiyordum. Ancak okulum devam ettiği için ve dondurmayı da düşünmediğim
için yaz aylarında bir projeye katılmam gerektiğini biliyordum ve ne yazık ki
EVS’te uzun dönem ve kışa denk gelen proje ilanları %95’ken yaza denk gelen
güzel proje bulma ihtimaliniz %5 civarı (oranları uyduruyorum tabi ki şu anda,
belki vardır da bana denk gelmemiştir.)
Aslında bu projenin başvurusunu yapmış olamama rağmen
gönderici kuruluşum beni Romanya’daki bir projeye yönlendirmişti.
Daha sonra o proje ile ilgili bazı aksaklıklar çıktı ve
tekrardan Moldova için görüşmeye devam ettik ve kabul alınca da eşyalarımı
toparlayıp geldim, işte bugün de buradaki 6. tam günüm.
Moldova’ya sabah saat 9.30 gibi indim, pasaporttan diğer
herkesin geçtiği gibi ben de çok hızlı geçtim, biliyorsunuzdur ki aslında
Moldova’ya girmek için pasaporta bile gerek yok, çipli kimliğinizle direkt
geçebiliyorsunuz, doğru düzgün soru bile sormuyorlar, bende de aynen öyle oldu.
Pasaporttan sonra valizimi aldım ve havaalanının önünde beni
bekleyen MilleniuM ( gönüllü olarak çalıştığım organizasyonun ismi) çalışanı
Alexandra’nın yanına gittim, daha sonra onunla beraber kalacağım eve geldik.
1 günlük uykusuzluk ve stresin ardına ölü hissettiğim anlardı,beni anlayın :)) |
Bu
evde şu anda 3 Türk gönüllü ile beraber kalıyorum. Hepimizin kendine ait odası
ve mutfak, banyo gibi ortak kullanım alanları var.
Evde kalma konusuna gelecek olursak da şöyle söyleyebilirim ki yaklaşık 2 senedir yurtta kalıyor olmanın zorluklarını göz önünde bulundurunca evde kalmak çok güzel bir şey, hele ki insanın kendine ait odası olunca. Ancak tabi ki de 3 tane hiç tanımadığım insanla yaşıyor olmanın herkesin kişiliği, beklentileri de göz önünde bulundurulunca zor yanları da var. İlla ki ev işleri, yemek gibi konularda anlaşmazlık yaşanabiliyor ama 2 ay boyunca katlanamayacağımı düşünmüyorum, sonuçta ben 2 senedir 1000 tane kızla aynı yurtta kalan bir insanım değil mi?:)))
Evde kalma konusuna gelecek olursak da şöyle söyleyebilirim ki yaklaşık 2 senedir yurtta kalıyor olmanın zorluklarını göz önünde bulundurunca evde kalmak çok güzel bir şey, hele ki insanın kendine ait odası olunca. Ancak tabi ki de 3 tane hiç tanımadığım insanla yaşıyor olmanın herkesin kişiliği, beklentileri de göz önünde bulundurulunca zor yanları da var. İlla ki ev işleri, yemek gibi konularda anlaşmazlık yaşanabiliyor ama 2 ay boyunca katlanamayacağımı düşünmüyorum, sonuçta ben 2 senedir 1000 tane kızla aynı yurtta kalan bir insanım değil mi?:)))
Evet, peki Moldova’ya geldim, ne oldu? Beklediğim gibi bir
ülke mi? Ucuz mu Pahalı mı? İnsanları, sokakları, şehirleri nasıl?..
Şimdi hepsini 6 günlük minik deneyimime dayanarak
yanıtlayacağım, zaten bu seriyi devam ettirmeyi düşündüğüm için sizler de
günbegün fikirlerimdeki değişimi, edindiğim tecrübeleri buradan ve Instagram’dan
göreceksiniz.
Moldova nasıl bir ülke sorusunu cevaplamak biraz zor
açıkçası. Çünkü size şöyle söyleyebilirim ki –ilk izlenimlerime ve duyduklarıma
göre- burası asgari ücreti, kiraları, yaşamı pahalı olan ve özellikle de
Kişinev’in dışındaki şehirlerinde imkanları çok kısıtlı ve pek de konforlu olmayan bir olan bir
ülke.
Ama bana ilginç gelen nokta şu ki, insanları – özellikle de
kadınları- tüm bu şartlara göre en ücra yerleşim yerlerinde bile aşırı bakımlı
ve modern zihniyete sahip gibi görünen insanlar.(Modern zihniyetten kastım şu ki kimse kimsenin hayatına karışmıyor, insanları son derece kibar ve kendi halinde...)
Ülkede İngilizce konuşabilen kişi sayısı çok az, sokaklarda
birileri ile İngilizce anlaşabilmek imkansız gibi bir şey. (Mesela ben ilk gün
bir büfede su almak istediğimi bile çok zor anlatmıştım.) Ama gençleri
özellikle de lise ve üniversite çağındakiler az çok İngilizce’ye hakim ve eğer
birilerine acil İngilizce bir şeyler sormanız gerekiyorsa biraz daha genç olan
kişilere yönelmenizi öneririm.
Kişinev’den bahsedecek olursam;
Burası çok küçük bir ülke olduğu için başkenti de aynı
şekilde küçük ve sakin bir yer. Şehirde neredeyse hiç turist yok diyebilirim.
Zaten genelde hepsi sarışın olduğu için yabancılar hemen kendini belli ediyor.:)))
Birkaç gün önce instagram postlarımdan burada olduğumu gören ve 4 yıldır burada
okuyan birisi, birisi diyorum çünkü öncesinde takipçim değilmiş, çok tesadüfi olmuş yani :)) - Özgür - bana ulaştı ve şehirle ilgili yardımcı olabileceğini
söyledi, onunla görüştüğümüzde burada paralı şekilde üniversite okumanın çok
kolay olduğunu, yeterli paranız olduğu takdirde kolaylıkla üniversitelerde
istediğiniz bölümde okuyabileceğinizi söyledi. Hatta sırf bu yüzden Amerika’dan, Avrupa'dan,Orta Doğu
ülkelerinden,Türkiye’den buraya üniversite okumak için çok sayıda kişi
geliyormuş. Ancak diplomanın Türkiye’de de geçerli olabilmesi için birtakım
sınavlara girmek ve bazı şartları yerine getirmek gerektiğini söyledi, eğer
böyle bir düşüncesi olan varsa araştırmayı iyi yapmasını öneririm yani.
Tüm bunların dışında size 4 gün önce ziyaret ettiğimiz ve Moldova’nın
içindeki özerk bir bölge olan Transdinyester/Transnistria’dan bahsetmek
istiyorum.
Burası Moldova sınırları içinde olan ancak bağımsızlık
talebi ile Moldova’dan ayrılmış olan, Moldova’da kullanılan resmi dil olan
Rumence’nin aksine Rusça konuşulan, bayrakları, para birimleri Moldova’dan
farklı olan özerk bir bölge.
Bölgenin nüfusu zaten çok az, bu nedenle şehrin içi sanki terk
edilmiş gibi boş. Teknolojileri ve kullandıkları araçlar çok eski. Toplu taşıma
için de Moldova’nın içinde de olduğu gibi ucuz bir yol olan Troleybüsleri
kullanıyorlar. (fiyatları 2-3 lei civarında, yaklaşık 1 tl)
Biz Transdinyester’in içinde Tiraspol ve Bender denilen
şehirleri gezdik. Bölgeye girişte zaten pasaport kontrolü gibi bir kontrolden
geçiyorsunuz ve size çıkış yapacağınız saate kadar geçerli olabilecek bilet gibi
bir kağıt veriyorlar.
Tiraspol’de şehrin merkezindeki bir pazarı, mandıra gibi bir
yeri, birkaç kilise-müze ve parkı ziyaret ettik.
Bender’de ise ancak Bender Kalesi’ni ziyaret edecek kadar
vaktimiz vardı. Kalenin girişi yaklaşık 50 lei’ydi, başlarda pahalı gelse de
içine girince verdiğim paradan asla pişmanlık duymadım.
Kalenin içerisinde her yeri ziyaret edebiliyorsunuz. Tam
ortasındaki boş alanda o dönemi andıran bazı objeler var, onun dışında eski
çağlarda kullanılan bazı işkence aletlerinin gayet açıkça sergilendiği bir
salon ve içinde Osmanlı askerlerine de ait eşyaların bulunduğu bir müzesi var.
Transdinyester bölgesinde çok ilginç bir şey var mı derseniz
yok, ancak bana kalırsa Kişinev’e gelmiş bir kişi 1 gününü buraya ayırabilir.
Kişinev’den otobüslerle (dolmuş tarzında küçük araçlar) Tiraspol’e ulaşım 40 lei civarında ve yaklaşık 2 saat
sürüyor. Tiraspol’den Bender’e geçiş de yanlış hatırlamıyorsam 10 lei civarında
ve yaklaşık 1 saatti. ( Yukarı da bahsettiğim gibi, kullanılan para birimi
farklı ama otobüslerde ödemeyi lei olarak kabul eden şoförler de var.)
Şimdilik Moldova’daki ve EVS’teki ilk haftam ile ilgili
aktaracaklarım bu kadar. Ofiste yaptığımız etkinlikler yeni yeni başladı,
mesela şu anda 4-5 kişilik küçük bir gruba Türkçe öğretiyoruz. Birkaç gün önce buradaki STK'ların pek çoğunun stand açtığı bir fuar vardı ve o fuarda biz de MilleniuM olarak görevliydik.
Zaman geçtikçe
etkinliklerimizin de oturacağını düşünüyorum ayrıca 20-25 Haziran Haziran
arasında güzel bir tatilimiz olduğu için o esnada da inşallah Ukrayna ya da
Romanya’ya seyahat etmeyi planlıyorum.
Bakalım neler olacak, ben de merakla bekliyorum.:)))
Şu an burada ailemden uzakta ve farklı bir ortamdayken de
beni her zaman desteklediğiniz ve ilgiyle takip ettiğiniz için her birinize çok
çok çok teşekkür ederim.
Sizi çok seviyorum, Diğer yazılarda görüşmek üzere 😊
Nisanur EL
Bana ulaşmak için;
- INSTAGRAM : https://www.instagram.com/nisanurel/
- MAIL: nisanurel@gmail.com
- LINKEDIN: https://tr.linkedin.com/in/nisanur-el-b0352a126
DİĞER
YAZILARIM
- MOLDOVA'YA GİDİYORUM | AVRUPA GÖNÜLLÜ HİZMETİ
- # İTALYA ANILARIM | Nasıl Para Vermeden Yurt Dışına Gidiyorum ?
- #ESTONYA ANILARIM | Nasıl Gittim? / Neler Yaptım ? / Masraflarımı Kim Karşıladı?
- ÜNİVERSİTE OKUNACAK ŞEHİR NASIL SEÇİLİR? | HANGİ ŞEHİRDE OKUNMAZ?
AGH BİLGİ YAZISI: http://genctur.com.tr/featured_slide/avrupa-gonullu-hizmeti/
Yorumlar
Yorum Gönder