Ana içeriğe atla

KENDİNİ NE KADAR TANIYORSUN? | Meslek Seçiminde Kendini Tanımanın Önemi

" Psikoloji okumaya nasıl karar verdin? Mezun olunca Psikoloji'nin hangi alt dalına yönelmeyi düşünüyorsun? Yüksek Lisans yapacak mısın? Neyi sevdiğimi bilmiyorum, kafam çok karışık :( Hangi meslek bana daha uygun, bir türlü karar veremiyorum, Neyi sevdiğimi nasıl bulabilirim?... "
Bunlar blog yazmaya başladığımdan beri mesajlarda en sık aldığım sorulardan birkaçı. Bu sorulara ne cevap veriyorsun diye sorarsanız eğer, "cevap veremiyorum" derim. Çünkü bunlar benim de her gün muhakkak aklıma gelen, kafamı karıştıran, zihnimi bulandıran sorular.

Her zaman geleceğini düşünen, ileriye dönük planlamalar yapmaya çalışan önemli meselelerde gereksiz risk almaktan kaçınıp mümkün olduğunca sağlam adımlar atmaya çalışan bir insan oldum. Özellikle de Psikoloji bölümündeki 3.senemi yarıladığım ve mezuniyete adım adım yaklaştığım şu günlerde kendimi sürekli geleceği düşünmekten, neyi sevdiğimi sorgulamaktan, 20 senelik hayatım boyunca neler yaptığımı ve bunların bana ne gibi avantaj/dezavantajlar sağladığını düşünmekten alamıyorum.

Bir yere varabiliyor muyum? Belki evet belki hayır. Çoğu zaman kendimi kafası daha da karışmış, aradığı cevaptan daha da uzaklaşmış bir vaziyette buluyorum. Ama bu sorgulamalar sonucunda gittikçe yaklaştığıma, yaklaştıkça keşfettiğime ve keşfettikçe de hayretler içerisinde kaldığıma emin olduğum bir şey var : KENDİM.

Bir insanın "Ben hangi mesleği yapmalıyım?" sorusunu sorup hemen ardından "Buldum! ...... tam bana göre, hemen gereken şeyleri yapıp hayatımın geri kalanını bu mesleği yaparak geçirmeliyim" demesi imkansız, mümkün olsa da mantıksız bir şey.

"Ben Hangi Mesleği Yapmalıyım?" sorusundan önce kendimize "Ben Kimim?" diye sormamız gerektiğini düşünüyorum. Ama bu soruya vereceğimiz yanıtlar;
"Adım Nisanur. 1998 senesinin Haziran ayında Adana'da doğdum, Mersinliyim. İstanbul Üniversitesinde Psikoloji okuyorum. En sevdiğim renk siyah, uğurlu sayım 5..."'in çok daha ötesinde olmalı. Çünkü bu sorular "Nisa kim?" sorusunun cevapları. Bu soruların bir kısmının cevaplarına nüfus cüzdanımdan, bir kısmının cevaplarına da sosyal medya hesaplarımdan saniyeler içinde ulaşabilirsiniz. Bizim asıl cevap aramamız gereken soru "BEN Kimim?" sorusu olmalı. Çünkü bu soruya vereceğimiz cevapların pek çoğunu bırakın sosyal medyadan bulmayı, bizim bile keşfetmemiz, fark etmemiz senelerimizi alabilir, belki de hiçbir zaman tam anlamıyla cevap veremeyiz.

Ama emin olun cevap bulamasak ya da bulduğumuz cevaplar bizi net bir sonuca ulaştırmasa ve sorgulamaktan öteye götürmese bile hiç bilmediğimiz yönlerimizi keşfedecek, her yeni keşifte hayrete düşeceğiz.

Kim bilebilir ki? Belki de olduğunu sandığın kişi değil, bambaşka birisindir ama toplumdaki rollerin, sorumlulukların, çevren, belki de kendin.,. kendi kendini bir başkası olmaya alıştırmış ve o kişi gibi davranmaya, düşünmeye başlamış, içindeki asıl SEN'den uzaklaşmışsındır.

Ben henüz kendimi tanımaya -daha doğrusu tanımaya çalışmaya- çok yeni başladım. Bunda da en büyük iki etkiyi yalnız kalmama ve kendimi alışık olmadığım ortamlara girmeye zorlamama borçluyum.
Her şeyimin hazır olduğu, hayatımın tamamen rutinlerden oluştuğu ve kafamı derslerim dışında pek bir şeye -gerçek problemlerden bahsediyorum- takmak zorunda olmadığım "ev"den, "ailem"den ayrılıp kendimle baş başa kalınca aslında kim olduğumla, senelerce savunduğum çoğu fikrin bana değil de aileme-çevreme ait fikirler olduğuyla, tepkilerimin- cevaplarımın çoğunun içimden gelen tepkiler-cevaplar değil de yapmaya alıştıklarım olduğuyla ilgili farkındalık kazandım.

Alışık olduğumdan farklı ortamlara girerek de daha önce kendimi üzerinde düşünmeye hiç zorlamadığım konularda düşünmeye zorladım, benden farklı bakış açısına sahip insanlarla bir araya geldim ve kendimde hiç bilmediğim bazı yönler, karanlıkta kalmış taraflar olduğunu fark ettim.

Belki de bu fikirlerimde yanılıyorum ve yalnızca kendimi tanımaya yaklaştığımı düşünüyorumdur ama aslında, soru sorup da o sorulara cevaplar bulamayarak aynı yerde dönüp duruyorum.

Dediğim gibi daha çok başındayım bu keşif sürecinin, bir sonu- varış noktası var mı? orası da meçhul ama şunu söyleyebilirim ki bir kez "kendiniz -gerçekten kim olduğunuz, ne yaptığınız, aslında ne yapmanız gerektiği ile ilgili- düşünmeye başlayınca bunu durduramıyorsunuz.

Aylardan beri neredeyse arkadaşlarımla başladığım her sohbetin sonu bir şekilde bu konuya  bağlanıyor; duyduğum her sözden, dinlediğim her şeyden bununla ilgili mesaj çıkarmaya çalışıyorum.

Kesinlikle çok eğlenceli. Zor ama eğlenceli.

Bırakın bu dünyayı, daha annemizin karnında var olmaya başladığımız ilk saniyemizden beri birlikte olduğumuz, en mutlu anımızda da en üzgün anımızda da yanımızda olan, bizi kimi zaman mükemmel işler yapmaya motive edip kimi zaman da çok büyük hayal kırıklıklarına uğratan "kendi"mizi tanımaya çalışıyoruz, nasıl eğlenceli olmasın ki?
Sanırım hayatımda daha önce bu kadar zevk alarak ilerlediğim bir hedefim olmamıştı.

Bazen çok kalabalık bir ortamda başka insanlarla birlikteyken keşfediyoruz kim olduğumuzu bazen de odada tek başımıza oturmuş müzik dinlerken. Daha doğrusu bazı düşüncelerimizin, duygularımızın, tepkilerimizin, korkularımızın farkına varıyoruz. Davranışlarımızın sebeplerini anlamlandırıyoruz.

Bu yazı çok zor bir yazı benim için, sanırım yazarken en çok zorlandığım ve ilk kez üzerine aylarca düşünüp yazmaya karar verdiğim bir yazım oluyor benim de. Aslında bir karara da vardım diyemem, çünkü üzerine konuştuğumuz konu belki de bir karara ulaşarak kapatabileceğimiz son konu.

Birkaç hafta önce içinde başka üniversitelerde psikoloji okuyanların da olduğu bir arkadaş grubumla birlikteydim ve muhabbetimizin ana konularından birisi "sevdiğim işi nasıl bulabilirim?"di.
28 Kasım'da TINK Okullarında lise öğrencileriyle "Üniversite&sınava hazırlık süreci" hakkında bir söyleşi yaptık (söyleşi videosunu yazının sonuna ekleyeceğim, izlemek isteyenler bakabilir.) ve söyleşi sonunda en çok sorulan sorular doğru meslek seçiminin nasıl yapılabileceği hakkındaydı.
5 Aralık'ta Avcılar Okyanus Kolejinde psikoloji okumak isteyen bir grup öğrenciyle bir aradaydık ve en büyük kafa karışıklıklarının "doğru mesleği seçme" konusu hakkında olduğunu gördüm.

Hepimiz böyleyiz. Belki de çözüm önerileri olmadığı için öğretmenlerimiz, anne-babalarımız görmezden geliyor ama liseler, üniversiteler hatta sokaklar ne yapacağı/hangi mesleğe yöneleceği ile ilgili en ufak bir fikri bile olmayan ve tamamen çevrenin yönlendirmesine açık halde gezen insanlarla dolu.

Herkes bizden formülünü bilmediğimiz zor bir soruyu doğru şekilde çözmemizi bekliyor, herkesin nasıl çözüleceği ile ilgili bir fikri var  ama ne hikmetse kimse doğru cevaba ulaşabilmiş vaziyette değil.

Kendimizi tanımadan, kim olduğumuzu bilmeden, güçlü/zayıf yönlerimiz hakkında fikir sahibi olmadan, hangi konuda insanlara fayda sağlayacağımızı bilmeden nasıl 40 sene boyunca bıkmadan-usanmadan-zevkle yapabileceğimiz mesleği bulabiliriz ki?
Çook şanslı olmamız lazım.

Bu arada, bu öyle evde otururken "hmm, hadi bakalım benim güçlü yönlerim nelermiş, zayıf yönlerim nelermiş bir bulayım?" diyerek de bulunmuyor. Doğru cevaba yaklaşabilmek için bile deneyim kazanmak, bambaşka ortamlara girmek, soru sormak ,cevap aramak, devamlı bir mücadele halinde olmak gerekli.

Bana kalırsa meslek seçimi konusunda kararsız olmak değil de kararlı/kendinden emin olmak ilginç-anormal olanı.
Çünkü çok zor.

Bana şu anda sorarsanız eğer "hayatta en çok kime özenirsin/kimin yerinde olmak istersin?" diye, "kendini tanımak için en çok çabayı sarf eden ve bu konuda en çok yol almış olan insanların" derim herhalde.
Bilmiyorum; belki 40'ında, 50'inde, 60'ında buna en yakın oluyorsundur belki de gittikçe uzaklaşıyorsundur.

Az önce de dediğim gibi bu asla bir "tavsiye/tecrübe" kategorisinde yer alacak bir yazı olmayacak, aksine tavsiye beklediğim, tecrübe duymak istediğim bir yazı. Ulaşığım ve paylaşmak istediğim herhangi bir sonuç da yok bu yazıyla.

Yalnızca o kadar uzun zamandır bu konu ile iç içeyim ve sokakta kedi severken bile aklıma gelen ve muhtemelen de daha uzunca bir süre orada kalacak olan bir konu ki "ne yazsam?" diye düşünürken istemsizce buna evrildi yazım.

Daha bu konu hakkında çok konuşacağız, size anlatacak-sizden dinleyecek çok şeyim olacak, eminim. Şimdilik;

Burada olduğunuz için hepinize çok teşekkür ederim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın :))

NİSANUR EL

Yazımı beğendiyseniz ve faydalı olduğunu düşünüyorsanız,  daha fazla insana ulaşabilmem için sol altta bulunan “paylaş” butonu ile sosyal medya hesaplarınızda paylaşabilir, “e postayla gönderme” butonu ile de yakınlarınıza yollayabilirsiniz. 😊

TİNK TALKS VİDEO: 



-DİĞER YAZILARIM-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YURTTA KALACAKLAR İÇİN GEREKLİ EŞYALAR

Merhaba :) Sonunda şehir dışında okuyacak bir öğrencinin bilmesi gereken en önemli şeylerden olan "Yurt Valizinde Olması Gerekenler" yazısını yazabiliyorum.🙄 İnstagramdan  beni takip ediyorsanız belki biliyorsunuzdur, geçen hafta evde değildim, bu süreçte baya da uzun bir araba yolculuğu yaptım. Eve geldikten 2 gün sonra da İstanbul'a dönmem gerektiği için çok hızlı şekilde hazırlanmam gerekiyordu ve bu esnada mümkün olduğunca yanıma neler almam gerektiğini not etmeye çalıştım ki sizinle de buradan paylaşabileyim :) Eğer hâla üniversite valizinizi hazırlamadıysanız bu yazının yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Hadi başlayalım o zamann💃 ⏩   Şahsi önerilerimi atlayıp doğrudan alınması gerekenler listesini okumak için yazının en sonuna gidebilirsiniz !  (Ama bence tamamını okuyun, çok güzel öneriler verdim çünkü 😂)⏪   1) KIYAFETLER ! "Tabi ki de yanımıza kıyafetlerimizi almamız lazım, bunu söylemene gerek mi var Nisa?" diyorsunuzdur eminim şu an

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜNÜ NASIL KAZANDIM ?

Merhabaa 🙌 Beni instagramdan düzenli takip ediyor ve blogtaki yazılarımı okuyorsanız, geçen seneden beri üniversite sınavı&sınava hazırlık sürecim le ilgili bol bol paylaşım yaptığımı biliyorsunuzdur. Halihazırdaki paylaşımlarıma rağmen İnstagram'dan hala en çok gelen sorular  "Sınava Nasıl Çalıştın ? / Psikolojiyi Nasıl Kazandın ? " soruları. Bu nedenle, şu an da sınava hazırlananlar için bir kez daha sınava hazırlık sürecimle ilgili soruları yanıtlamak ve önemli gördüğüm noktaları ile " İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü "nü nasıl kazandığımı anlatmak istedim. Biliyorsunuz ki bu sene sınav sisteminde değişikliğe gidildi ve sizler ygs&lys formatından daha farklı bir sınav ile üniversiteye yerleşeceksiniz. Ben İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümüne ygs&lys sınavları ile yerleştiğim için bu yazıyı sınav sistemine pek girmeden, daha çok dersler üzerinde durarak yazmaya çalışacağım :) 🔼Bu yazımda diğerlerinden farklı olarak madde mad

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ MEZUNU NERELERDE ÇALIŞABİLİR ? / NE KADAR PARA KAZANABİLİR ?

Merhaba Herkesee 🙌🙌🙌 Aylardır yazmak istediğim ve sizin de en çok istediğiniz yazılardan birisi olan "Psikoloji mezunları nerelerde çalışabilir ? Ne kadar maaş alır ? " yazısını sonunda yazıyorum.💃 Bu konu çok merak edilen bir konu olmasının yanında maalesef net bilgiye kolay kolay ulaşılabilecek bir konu değil.Bunun sebebi de psikolojinin gerçekten çok geniş ve hemen hemen her alanla bağlantılı bir bilim dalı olması. Bence Psikoloji mezunu birinin nerelerde çalışabileceğinden önce "psikolojinin alt dallarını" şöyle bir hatırlayalım çünkü çalışma alanları doğrudan bununla ilgili. Psikolojinin Alt Dallarından Bazıları ; ➤Klinik Psikoloji ➤Gelişim Psikolojisi ➤Endüstri ve Örgüt Psikolojisi ➤Fizyolojik Psikoloji ➤Deneysel Psikoloji ➤Sosyal Psikoloji ➤Adli Psikoloji ➤Sağlık Psikolojisi ➤Trafik Psikolojisi ➤Spor Psikolojisi ... (Psikolojinin alt dallarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için "PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ HAKKINDA" isimli yazıma bakabilir