Merhaba :))
Bugün sizinle İstanbul Üniversitesinde Psikoloji okumanın olumlu&olumsuz yönlerini konuşacağız. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji 3. sınıf öğrencisi olan arkadaşım Buse ile "Boğaziçi Üniversitesinde Psikoloji Okumanın Olumlu&Olumsuz Yönleri" yazısını hazırlamıştık ve yazının faydalı olduğuna dair çok güzel geri dönüşler aldım.
Bu kez de kendi okulum olan "İstanbul Üniversitesi"nde durumun nasıl olduğundan bahsetmek istiyorum.
Daha önceden İstanbul Üniversitesi ve Psikoloji bölümü hakkında çeşitli yazılar yazmıştım.(linklerini yazının sonunda sizinle paylaşıyor olacağım.) Fakat hiç açık açık "Olumlu&Olumsuz Özellikler" karşılaştırması yapmadım.
Bu yazıda benim özellikle değinmek istediğim noktalardan bahsedeceğim. Eklemek istediğim ya da fikrimi değiştirdiğim maddeler olursa sonraki yazılarımda onlarla ilgili mutlaka güncelleme yaparım.
Yazıya geçmeden önce hatırlatmakta fayda görüyorum ki bahsedeceğim her şey benim "şahsi" fikirlerim. Sizlere önerim, üniversite tercihi yapmadan önce yalnızca burada yazılanlara bağlı kalmayıp mümkün olduğunca çok kişiden fikir almanız ve nihai kararınızı öyle vermeniz.
İstanbul Üniversitesinde Psikoloji Okumanın Olumlu Yönlerinden Bahsedecek Olursak;
- Okulun Konumu. Olumlu özelliklerin en başında bence kesinlikle okulun konumu geliyor. Okul, hem Türkiye'nin her anlamda en fazla imkana sahip olan şehri İstanbul'da hem de İstanbul'un en merkezi noktalarından bir tanesi olan Fatih'te bulunuyor. İstanbul içindeki pek çok üniversite (özellikle de vakıf üniversiteleri) merkeze uzak noktalarda bulunduğu için öğrenciler kolaylıkla ulaşım sağlayamıyor. Çoğu üniversite öğrencisi saatler önce evden çıkmak ve birkaç vesait değiştirerek okula gitmek zorunda kalıyor. İstanbul Üniversitesi psikoloji bölümü Beyazıt'ta, İÜ-Edebiyat Fakültesi içerisinde yer alıyor ve okulun çok yakınında tramvay, metro, otobüs ve taksi durakları var. Okuldan vapura veya Marmaray'a 10-15 dakika içerisinde ulaşma imkanına sahibiz. Bunun önemli bir avantaj olduğunu düşünüyorum.
- Okulun Tarihi ve Prestiji. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde (o dönemlerdeki ismiyle Darülfünün Edebiyat Şubesinde) 1915 yılından bu yana psikoloji dersleri verilmekte ve Türkiye'de Psikoloji biliminin gelişmesine büyük katkılar sağlamış yerli ve yabancı çok değerli isimler okulumuzda senelerce ders vermiş ve hala da vermekteler. Okuduğunuz okulun köklü bir tarihinin olması size pek çok katkı sağlıyor. Bunların en başında da okulda ve bölümde oturmuş, düzenli bir sistemin var olması geliyor.
Bununla bağlantılı olarak değinebileceğim bir diğer şey de Psikoloji bölümü hocaları ve öğrencileri arasında güzel bir iletişim bulunması ve öğrencilerin istedikleri öğretim görevlisine rahatlıkla ulaşabilmesi. Hocalarla iletişim konusunda bazı üniversitelerde ciddi problem yaşayan arkadaşlarım var, ben İstanbul Üniversitesinde bulunduğum yaklaşık 3 senelik süre zarfında birkaç sefer dışında iletişim konusunda ciddi bir problem yaşamadım ve yaşayan birini de duymadım. Genellikle herhangi bir hocayla görüşmek istediğinizde kolaylıkla ulaşabiliyor ve rahatça iletişim kurabiliyorsunuz.
- Ders Programının Çeşitliliği. İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünün Türkiye'deki pek çok üniversitede yer alan Psikoloji programlarından ayrıldığı en önemli noktalardan bir tanesi de kesinlikle ders programı. Adını duyurmuş, eğitim kalitesiyle tanınan pek çok okulda bile bulunmayan veya son senelerde verilen bazı dersleri İstanbul Üniversitesinde henüz 1. ve 2. sınıflardayken bile zorunlu olarak alıyor ve mezun olduğunuzda Psikoloji'nin pek çok alt dalı ile ilgili detaylı bilgiye sahip oluyorsunuz.
- Bölümün TPD Tarafından Akredite Edilmiş Olması. Akreditasyon, Türkiye'de Psikoloji okuyan ve bu bölümü tercih edecek olan pek çok öğrencinin detaylı bilgi sahibi olmadığı ancak eğitim alınacak okulun yeterli koşullara sahip olup olmadığının tespiti açısından çok önemli bir kriter.
İstanbul Üniversitesi de (Psikoloji bölümü) 2014 yılında TPD tarafından akredite edilmiş bir kurum.
- Samimi Bir Ortamın Var Olması. Aslında samimiyet göreceli bir kavram ama ben kendi gözlemlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünde (Edebiyat Fakültesinde yer almasının ve çeşitli arkadaş ortamlarına katılmanıza, farklı görüşlere sahip insanlarla iç içe olmanıza imkan tanıyan bir alanın var olmasının bunda önemli katkısı olduğunu düşünüyorum.) insanlarla rahatlıkla iletişim kurabileceğiniz ve zaman geçirebileceğiniz bir ortam söz konusu. İnsanlar genel olarak iletişime kurmaya ve paylaşıma açık.
- Eğitim Dilinin Türkçe Olması. İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünün eğitim dili %100 Türkçe. Bunun hem olumlu hem de olumsuz pek çok yanı olması ile birlikte ben kendi adıma olumlu taraflarının daha fazla olduğunu düşünerek buraya eklemek istedim. Aslında bu konuya daha önce de bazı yazılarımda değinmiştim. Bir bilim dalını İngilizce öğrenmek (hele ki Psikoloji bölümü gibi kaynakların büyük çoğunluğunun yabancı dilden çevrildiği bir bölümde) çok önemli ve büyük avantaj sağlayan bir durum. Ama bu avantajdan yararlanabilmek için o dile çok iyi şekilde hakim olmak ve dili ağır olan bilimsel eserleri bile rahatlıkla kavrayabilecek yetkinlikte olmak gerekli. Yani eğer İngilizce düzeyinizin yeterli olduğunu ya da 1 senelik hazırlık eğitimi sonucunda yeterli düzeye erişebileceğinizi düşünüyorsanız ve imkanının varsa bölümü bence de İngilizce okumalısınız. Aksi halde 4 senelik lisans eğitiminizden istediğiniz verimi alamadan mezun olmak durumunda kalabilirsiniz. (Fakat bölümü Türkçe okuyan bir Psikoloji öğrencisinin de mezun olmadan muhakkak İngilizce öğrenmesi ve bilimsel metinleri yazıldığı dilde okuyabilecek düzeye gelmesi gerektiği tartışılamaz bir gerçek.)
- Psikoloji Kulübünün Aktif Bir Kulüp Olması ve Her Zaman Farklı Sosyal Kulüplere Katılım İmkanınızın Olması Üniversitede çeşitli kulüpler bünyesinde görev almanın, kulüp etkinliklerine katılım sağlamanın çok önemli ve farklı meslek gruplarından çevre edinebilmeye yardımcı olduğunu daha önce de çok defa konuşmuştuk. İstanbul Üniversitesi Psikoloji Kulübü özellikle de "Klinik" alanda ilerlemeyi düşünen adaylara yönelik güzel faaliyetlere imza atan ve isteyen tüm Psikoloji öğrencilerine de faaliyetlerin organizasyonunda yer alabilmesi için imkan tanıyan bir kulüp. Tüm bunların dışında eğer Psikoloji'den başka alanlara ilgi duyuyorsanız da İstanbul Üniversitesi bünyesinde katılabileceğiniz ve aktif rol alabileceğiniz pek çok kulüp var.
( NOT: 1. sınıfta okurken birkaç sınıf arkadaşımla birlikte Uğur Özdağlı'nın YouTube kanalı için çektiğimiz "İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü | Soru&Cevap" videosunda (link aşağıda) henüz okula yeni gelmiş olmanın da verdiği acemilikle kulüplerin çok aktif olmadığından vs. söz etmiştik. Şu anda 3 senelik deneyimlerim sonucunda şunu söyleyebilirim ki İstanbul Üniversitesinde araştıran, sorumluluk almak isteyen her öğrencinin dahil olabileceği onlarca aktif kulüp bulunuyor. Yalnızca biraz didiklemek ve faaliyet takvimlerini iyi takip etmek gerek.:)))
- Dersler, Sınavlar Düzenli Çalışan Bir Öğrenci İçin Olması Gereken Zorlukta Buna özellikle değinmek istedim. Çünkü ben tercih yapmadan önce Psikoloji bölümünü araştırırken; bölümün aşırı zor olduğu, pek çok dersin sınavının zorladığı ile ilgili yazılara denk gelmiştim ve bölüme bir miktar ön yargı ile başladım. Ancak gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim ki (birkaç dersi ve hocayı saymazsak) İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümü sizleri kütüphanelerden çıkarmayacak, deliler gibi ders çalışıp asla sosyalleşememenize sebep olacak bir bölüm değil. Eğer dersleri düzenli takip eder ve sınavlarınıza birkaç hafta önceden çalışmaya başlarsanız tüm sene deliler gibi ders çalışmanıza gerek kalmadan güzel ortalamalar yapabilir ve okul dışında da aktif bir insan olabilirsiniz. ( Elbette ki bazı dersler ve hocalar çok daha fazla çalışma- özen isteyebiliyor ancak hepsi böyle olmadığı için öyle durumlarla da bir şekilde başa çıkabiliyorsunuz.:))
Şimdi Hadi Gelin İÜ'de Psikoloji Okumanın "Bence" Olumsuz Sayılabilecek Yönlerine Bakalım;
- Çok Fazla Pratik Yapma İmkanı Bulamıyoruz. Bana kalırsa, İstanbul Üniversitesinde Psikoloji okumanın en büyük dezavantajı bu. Diğer okulların Psikoloji bölümlerinde durum nasıldır bilemiyorum (eğer Psikoloji öğrencisiyseniz ve yorumlarda bana kendi okulunuzdan bahsederseniz çok sevinirim:)) Yukarıda da belirttiğim gibi, çok çeşitli alan dersleri alıyor, mezun olmadan bilgi bakımından belli bir düzeye erişebiliyoruz fakat öğrendiklerimizi fazla deneyimleme şansımız olmadığı için genelde teoride kalıyor. (Buna nasıl bir çözüm getirilebilir tam olarak bilemiyorum ama bence Psikoloji gibi bir alanda öğrencilerin muhakkak okulda da pratik yapma olanağı bulmaları gerekiyor.)
- Zorunlu Stajımız Yok İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünden staj yapmadan da mezun olabiliyorsunuz yani zorunlu staj şartı yok. Bu durumun dezavantajı da şu, okul staj boyunca sigortanızı ödemediği için staj yapacağınız kurumun bunu kabul etmesi gerekiyor ama tahmin edersiniz ki firmalar (ya da klinikler) da aynı koşullardaki öğrencilerin içinden daha az masraflı olanı(!) tercih etmek istiyorlar. (Bu durum elbette staj yapamıyorsunuz anlamına gelmiyor ama staj ararken işinizi biraz daha zorlaştırdığı bir gerçek.)
- Psikanalitik Derslerini Diğer Okullardan Daha Yoğun Alıyoruz. Aslında bu Psikanaliz'e ilgi duyan, ileride bu alanı çalışmak isteyenler için avantaj olan bir durum. Fakat eğer benim gibi Psikanaliz'e özel bir ilgi duymuyor ve kendinizi başka alanlara daha yakın hissediyorsanız bu kadar çok Psikanaliz dersi almak, sürekli Freud çalışmak biraz yorucu olabiliyor. (Bildiğim kadarıyla bu durum Psikoloji bölümlerinin çoğunda böyle. Mesela Boğaziçi'nde okuyan bir arkadaşım bana, orada da daha çok "Bilişsel" ağırlıklı dersler aldıklarından bahsetmişti. Bu durumda tercih yapmadan önce mutlaka okulları araştırılmak ve ilgi duyulan alana yönelik dersleri veren okullara öncelik vermek mantıklı olacaktır.)
- Çan Eğrisinin Olması. Evet, bizim bölümde çan eğrisi var. Çan eğrisinin ne olduğunu bilmeyenler için hemen aşağıya internetten bulduğum bir açıklamayı ekliyorum;
Sınav sonucunda herkesin aldığı notların ortalaması alınır. Buradan istatistiksel işlemlerle (standart sapma) değişim aralığı belirlenir ve artış-azalış miktarı belli olur. Örneğin 4 kişilik bir sınıfta vize ve finallerin ortalaması şunlar olsun; 40, 50, 60, 70. Buradan sınıf ortalaması 55 olarak belirlenir. Yani 55 CC olur. Aa bb gibi diğer notlarda standart sapmaya ve cc ye (yani ortalamaya) göre yeniden hesaplanır, not sistemi tablosu değişir. Çan eğrisi not sistemi budur. (http://www.mecburkalanlar.com/modules/universite-rehberi/not-sistemi.php)Bazı kişiler çan eğrisini mantıklı buluyor ama ben genelde avantajını değil dezavantajını gördüm. Çünkü sınıftakilerin çoğunluğu zaten çok çalışkan ve iyi notlar alan kişiler. Bu nedenle bazı sınavlardan iyi not da alsanız sınıf ortalaması sizden yüksekse beklediğiniz harf notunun altında bir harf notu alabiliyorsunuz.
- Geniş Bir Kampüsümüzün Olmaması. Bu da üzücü maddelerden bir tanesi. İstanbul'da yaşamayıp bilmeyenler için hemen açıklayayım; İstanbul Üniversitesinin çok fazla fakültesi olduğu için hepsi tek bir kampüsün içerisinde toplanmış vaziyette değil. Bu da tabi ki Hukuk,İktisat... gibi birkaç bölümün öğrencileri dışında derslerimize her gün o muhteşem kapıdan geçip de giremediğimiz anlamına geliyor. Aslında Eczacılık, Edebiyat,Fen,Su Ürünleri, İletişim, Yabancı Diller, HAYEF... gibi fakülteler de ana kampüse ortalama 2-5 dk. uzaklıktalar yani istediğinizde gidersiniz ama dersler orada olmayınca ayda yılda bir ancak gidiyoruz. Psikoloji bölümünün bulunduğu Edebiyat Fakültesi de çok büyük bir bina, Fen ve Su Ürünleri'ne de direkt geçiş olunca daha da büyüyor ama küçük, dip dibe orta bahçedense şöyle geniş, güzel bir kampüsümüzün olmasını ben de çok isterdim.
- Öğrenci Değişim Programlarına Kabul Edilmek Çok Kolay Değil. Bu da benim ve pek çok kişinin üzüldüğü durumlardan bir tanesi. Diğer bölümlerle ilgili detaylı bilgim yok o yüzden kendi bölümüm adına konuşacağım; ERASMUS gibi değişim programlarının yaptığı İngilizce sınavları pek çok okula göre daha zorlu oluyor ve çok fazla sayıda öğrenci bu sınavlara giriyor. Durum böyle olunca da barajı geçseniz bile ortalaması sizden yüksek olan birine hibe çıkma (masraflarının okul tarafından karşılanma) ihtimali artmış ve böylece siz gidememiş oluyorsunuz. Tabi ki giden onlarca kişi de var, yani ortalamanın üzerinde bir gramer bilginiz ve yine ortalamanın üzerinde AGNO'nuz varsa her zaman şansınız vardır. Ama ben hep dediğim gibi yine tekrarlayacağım. İsteyen kişi bir şekilde yolunu bulup mutlaka yurt dışına gidiyor. Mesela ben de okulun ERASMUS sınavlarını geçemeyince "başka neler yapabilirim?" diye araştırıp ERASMUS + projelerine başvurdum ve onlardan kabul aldım. Sonuçta her başarısızlık değerlendirmeyi bilen kişi için bir başarıdır değil mi? :)))
Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Düşüncelerimi elimden geldiğince "gerçek" şekilde yansıtmaya çalıştım. Umarım İstanbul Üniversitesini tercih etmeyi- geçiş yapmayı düşünenlere yardımcı olabilmişimdir.
Yukarıda bahsettiğim, 2 sene önce Uğur'un kanalı için çektiğimiz ve İÜ-Psikoloji'yi tanıttığımız, videoyu da izlemek isteyenler için aşağıya ekliyorum. Dediğim gibi, o videoda savunup da şu anda aksini düşündüğüm çok şey var, orada daha çok acemiydim :)) ama okulla igili genel fikir edinmeniz açısından yardımcı olabilir diye düşünüyorum;
NOT: Farklı üniversitelerde Psikoloji okuyup da benimle bu tarz bir yazı hazırlamak isteyen arkadaşlar lütfen bana buradan ulaşsınlar, onlarla birlikte de çok faydalı, keyifli yazılar hazırlayalım :)))
Diğer yazılarımda görüşmek üzere :))) Sizi Seviyorum :)))
Yukarıda bahsettiğim, 2 sene önce Uğur'un kanalı için çektiğimiz ve İÜ-Psikoloji'yi tanıttığımız, videoyu da izlemek isteyenler için aşağıya ekliyorum. Dediğim gibi, o videoda savunup da şu anda aksini düşündüğüm çok şey var, orada daha çok acemiydim :)) ama okulla igili genel fikir edinmeniz açısından yardımcı olabilir diye düşünüyorum;
NOT: Farklı üniversitelerde Psikoloji okuyup da benimle bu tarz bir yazı hazırlamak isteyen arkadaşlar lütfen bana buradan ulaşsınlar, onlarla birlikte de çok faydalı, keyifli yazılar hazırlayalım :)))
Diğer yazılarımda görüşmek üzere :))) Sizi Seviyorum :)))
NİSANUR EL
- Bana Ulaşmak İçin-
-DİĞER YAZILARIM-
- BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ / PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ OLUMLU&OLUMSUZ YÖNLERİ
- PSİKOLOJİ BÖLÜMÜNÜ NASIL KAZANDIM ?
- PSİKOLOJİ'DEKİ 2.SENEM NASILDI? | BU SENE NELER YAPTIM?- NELER ÖĞRENDİM?
- PSIKOLOJI ÖĞRENCILERINE KAYNAK ÖNERILERI (İÜ PSIKOLOJI / 2.SINIFTA KULLANDIĞIMIZ KITAPLAR)
- PSİKOLOJİYE İLGİSİ OLANLARIN İZLEMESİ GEREKEN FİLMLER !
- ÖĞRENCİYKEN PARA BİRİKTİRME YOLLARI / NEDEN ARTIK DAHA AZ SATIN ALIYORUM?
- YURTTA KALACAKLAR İÇİN GEREKLİ EŞYALAR !
Merhaba ben de Ankara üniversitesinde okuyorum, dilerseniz bu şekilde kişisel görüşlerimi aktarabilirim.
YanıtlaSilMail adresim gunduzraife0@gmail.com