Merhaba :)
Bugün sizin için normalde yazdıklarımdan biraz daha farklı bir yazı hazırlıyorum. Şimdiye kadar psikoloji bölümü ile ve psikoloji okumak ile alakalı onlarca yazı yazdım (Yazılara buradan
ulaşabilirsiniz) iki tane YouTube videosuna konuk oldum ve sizin sorduğunuz soruları elimden geldiğince cevapladım. (videolara yazının sonundan ulaşabilirsiniz.) Tüm bunlarda okuduğum bölümü sizlere mümkün olduğunca tarafsız şekilde tanıtmaya çalıştım ama fark ettim ki bu kadar bilgi vermeme rağmen hala değinmediğim önemli, fakat pek dile getirilmeyen bazı özellikler var.
Birkaç hafta önce Öğrenme Psikolojisi dersinin 20 dakikalık arasında, sınıf arkadaşım Gamze ile Psikoloji bölümü ile ilgili dile getirilmeyen şeyler hakkında konuştuk ve benim de aklıma bunları yazı haline getirip sizlerle paylaşmak geldi :)
Başlamadan önce belirtmeliyim ki aşağıdaki maddeler tamamen "benim" İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümündeki 3 senelik tecrübelerime dayanarak oluşturduğum maddeler. Başka üniversitelerde durum daha farklı olabilir, fikirlerime katılmayanlar olabilir... Her zaman söylediğim gibi, eğer üniversite- bölüm kararı verecekseniz yalnızca burada anlattıklarıma bağlı kalmamanızı ve mümkün olduğunca çok kişiden görüş alarak nihai kararınızı vermenizi öneririm.
Bunu da söylediğime göre, hadi gelin şimdi Psikoloji bölümü ile ilgili çok da dile getirilmeyen ama önemli olan şeyler nelermiş onlara bakalım;
- Bazı dersler gerçekten çok sıkıcı. Hangi dersten zevk alıp hangi derste sıkıldığınız elbette ki kişiden kişiye değişebilir fakat her bölümde olduğu gibi bizim bölümde de akademik anlamda çok önemli başarılar elde etmiş, ciddi unvanlara sahip olmalarına ve çok güzel çalışmalar yürütmelerine rağmen sahip oldukları bilgileri başkalarına aktarma yeteneği olmayan, çok eğlenceli dersleri bile esneyerek ve saate bakarak geçirmenize sebep olan hocalar var.
- Lisede deliler gibi çalıştığınız ve yol kat ettiğiniz Matematik'ten birkaç ders dışında o kadar uzak kalıyorsunuz ki "Matematik öğrenmek için harcadığım tüm çabalarım bunun için miydi?" diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Asıl kötü tarafı da 4. sınıfta ALES ya da KPSS için yeniden Matematik çalışmak zorunda kaldığınızda hiçbir şey hatırlamıyor oluşunuz. (-Her maddede tek tek belirtmek istemiyorum ama- bu da üniversiteye göre değişebilecek özelliklerden birisi. bazı üniversiteler zorunlu Matematik dersi veriyor.)
- Bazen o kadar tuhaf/ bilinçsiz/ mesleğe dair ilgi ve yeteneği olmayan (iletişim becerisi olmayan, empati kuramayan ve bunun için çaba sarf etmeyen, bencil...) Psikolog adayları ile karşılaşıyorsunuz ki "bunlar mı geleceğin Psikologları olup insanlara yardım edecek?" diye düşünüyorsunuz. (Üniversitelere girerken tek kriterimiz akademik başarı sağlamış olmak olduğu ve öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre herhangi bir değerlendirme yapılmadığı için puanı yeten herkes her bölümü tercih edebiliyor ve bu da maalesef ileride bazı problemlere yol açabiliyor.)
- Evet, derslerimize giren hocalarımızın hepsi Psikolog ya da Psikolog adayı ancak ders esnasında Psikolog kimliklerinden önce Öğretim Üyesi kimliklerini takındıkları için her zaman umduğunuz gibi anlayışlı, iletişime açık... olamayabiliyorlar. (Aslında bu yalnızca hocalarımız için geçerli değil. Gördüğüm -ve de deneyimlediğim kadarıyla- Psikolog ve Psikolog adaylarının toplum tarafından maruz kaldığı en büyük baskılardan bir tanesi her zaman Psikolog kimliğinizle dolaşmanız ve Psikolog gibi davranmanız gerektiği inancı. Unutmayın, her Psikolog aynı zamanda normal bir insan ve hiçbir Psikolog ailesiyle kahvaltı ederken, alışveriş yaparken veya sırada beklerken Psikolog kimliğini takınmak ve terapideymiş gibi davranmak zorunda değil.)
- Psikoloji okuyorsanız eğitim hayatınız boyunca pratikten çok teorik bilgi sahibi olacağınızı kabul etmeniz gerekiyor. Elbette ki sık sık vaka örnekleri okuyor değerlendirmeler yapıyoruz ancak etik kurallar çerçevesinde okurken/staj yaparken herhangi bir Psikoloji/Psikiyatri Kliniğinde canlı canlı vaka görme imkanımız olmuyor. Bu nedenle bölüm beklediğinizden çok daha teorik kalabilir. Bunun dışında da pek çok okulda Psikoloji bölümünün zorunlu stajının olmaması staj yapacak yer bulmanızı zorlaştırabiliyor.
- Bölüme geldiğiniz ilk sene hemen hemen herkesin mezuniyet sonrası için bir planı, gelecek hayali olduğunu görüyorsunuz ama son senelere yaklaştıkça ve gerçek hayatla yavaş yavaş yüzleştikçe kararlı insanların yerini kararsız-kafası karışık insanların aldığını görüyorsunuz. Çünkü mezuniyetle beraber artık hayatınıza dair ciddi kararlar almanız ve iş hayatına atılmanız gerekiyor. Bu da beraberinde tarif edilemez bir stresi- kafa karışıklığını getiriyor ne yazık ki.
- Bölüme gelmeden önce bir bilim dalı öğrenecek olmanın etkisiyle beyni çok iyi tanıyacağınızı, insan davranışları konusunda ciddi bilgi birikimi elde edeceğinizi düşünüyorsunuz ama Psikoloji daha çok soyut konularla ilgilenen bir bilim dalı olduğu için Felsefe'nin bu bölümün çok çok önemli bir parçası olduğunu görüyorsunuz ve Felsefe ile fazlasıyla haşır neşir oluyorsunuz.
- Gerçekten iyi bir Psikolog olmayı umursamayan, sorumluluk sahibi ve ilgili bir öğrenci değilseniz, özellikle ilk senelerde sınava son hafta çok iyi şekilde çalışıp iyi sayılabilecek bir not ortalaması yapabilirsiniz ancak vize/final haftalarından sonra kısa sürede, öğrendiğiniz tüm bilgiler uçup gidiyor ve son senelere doğru hiçbir şey bilmeden mezun oluyor olmanın stresini yaşıyorsunuz. (1. ve 2. sınıfta derslere düzenli gitmeyip sınav haftaları sıkı çalışarak sınıf geçmek çok zor olmasa da 3 ve 4. sınıfta buna güvenmenizin büyük bir yanılgı olacağını söyleyebilirim.)
- Mezuniyetten sonra ne yapabileceğiniz, nerelerde çalışabileceğiniz, ne kadar para kazanacağınız, Psikoloji'nin alt dalları... ile ilgili okul tarafından neredeyse hiç bilgilendirilmiyorsunuz. (Şöyle örnek vereyim, 3 senedir blogta/instagramda paylaştığım, videolarda söylediğim Psikoloji bölümü, iş imkanlar... ile ilgili bilgilerin %80'ine kendi araştırmalarım sonucunda ulaştım. Bu çok ciddi bir dezavantaj çünkü okullar yeterince bilgilendirme yapmadığı için şu anda psikolojinin çeşitli alt dalları ile ilgili hiçbir bilgi sahibi olmadan mezun olan onlarca Psikoloji öğrencisi var.
- Psikoloji özellikle de ülkemizde sınırları tam belli olmayan bir bilim dalı olduğu için ve çoğunlukla soyut konularla ilgilendiği için çalışma alanının Psikolojik Danışmanlar, Yaşam Koçları, Eğitmenler... ile kesiştiğini ve bunun birtakım etik problemlere yol açabildiğini görüyorsunuz.
- Yani tüm maddeleri toparlamak gerekirse; Pek çok bölümde olduğu gibi Psikoloji bölümünde de başarılı olabilmek için çok ciddi ve sürekli bir çaba sarf etmeniz gerekiyor.
Bu yazıyı yazmamdaki amaç tabi ki de sizi Psikoloji bölümünden soğutmak değildi aksine bu bölümü tercih edecekseniz gerçekten bilinçli şekilde tercih etmeniz gerektiğini bilmeniz ve daima kendinizi geliştirerek böylesine kutsal bir meslekte başarı elde edebilmek için ciddi çaba harcamanız gerektiğini gösterebilmekti.
Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Burada olduğunuz için hepinize çok teşekkür ederim :) Yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın :)
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere:) Kendinize çok iyi bakın :))
Nisanur El
Yazımı beğendiyseniz ve faydalı olduğunu düşünüyorsanız, daha fazla insana ulaşabilmem için sol altta bulunan “paylaş” butonu ile sosyal medya hesaplarınızda paylaşabilir, “e postayla gönderme” butonu ile de yakınlarınıza mail ile yollayabilirsiniz. 😊
Yazıda Bahsettiğim YouTube Videosu;
-DİĞER YAZILARIM-
- BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİNDE PSİKOLOJİ OKUMANIN OLUMLU&OLUMSUZ YÖNLERİ
- İSTANBUL ÜNİVERSİTESİNDE PSİKOLOJİ OKUMANIN OLUMLU&OLUMSUZ YÖNLERİ
- BİLGİ ÜNİVERSİTESİNDE PSİKOLOJİ OKUMANIN OLUMLU&OLUMSUZ YÖNLERİ
- PSİKOLOJİ BÖLÜMÜNÜ NASIL KAZANDIM ?
- PSİKOLOJİ 1.SINIF ÖNERİLERİ / ÜNİVERSİTEDE İLK SENEM NASILDI?
- PSİKOLOJİ'DEKİ 2.SENEM NASILDI? | BU SENE NELER YAPTIM?- NELER ÖĞRENDİM?
- PSIKOLOJI ÖĞRENCILERINE KAYNAK ÖNERILERI (İÜ PSIKOLOJI / 2.SINIFTA KULLANDIĞIMIZ KITAPLAR)
- NASIL PSİKOLOJİ / TIP / MÜHENDİSLİK KAZANDIK ? ZORLUKLARI AVANTAJA ÇEVİRMEK !
- ÜNİVERSİTEDE NASIL SOSYALLEŞİLİR ? / GÖNÜLLÜLÜK FAALİYETLERİNE KATILMAK !
Yorumlar
Yorum Gönder