Ana içeriğe atla

88 ANORMAL GÜN


Merhabalar, 

21 Mayıs'ta yayımladığım "Karantina Sürecinde Neler Deneyimledim?" isimli yazımda Koronavirüs Türkiye'de ilk defa görüldükten 1 hafta sonra apar topar İstanbul'dan Mersin'e gelişimizden ve ilk etapta virüse nasıl tepki verdiğimden, neler deneyimlediğimden bahsetmiştim.

Koronavirüs Türkiye'de ilk görüldüğünden bu yana tam 94 gün geçmiş ve ben de bugün itibarı ile 88 gündür "normal olmayan" bir süreç içerisindeyim (tıpkı dünyanın geri kalanı gibi). Karantinadayım demeyeceğim çünkü karantinada değilim, ilk birkaç hafta aşırı titiz davranıp alışveriş dışında hiçbir yere gitmememe rağmen sonrasında sosyal izolasyona elimden geldiği kadar dikkat ederek ve tabi ki önlemimi alarak işlerimi halletmek için dışarı çıktım. 

Bilmiyorum, bu süreç size ne kadar enteresan geliyor ama ben bazı şeylere artık alışmış olsam da hala durup da sakin kafa ile düşününce hakikaten yaşadığımız şu deneyimi anlamlandırmakta güçlük çekiyorum. Yani sanki hala rüyadaymışız ya da birdenbire bitecek ve her şeyin eskiye döneceği bir sürecin içindeymişiz gibi geliyor. Daha önce bilim kurgu filmleri dışında böyle bir şeyle hiç karşılaşmadığım için de elimde kıyaslama yapabileceğim herhangi bir veri yok ve ben de herkes gibi sadece "uzman" olan kişiler nereye yönlendirirse o yöne doğru gidiyorum, 88 gündür algılarım inanılmaz açık, sürekli olarak birilerinden haber bekler haldeyim: bir yakınım rahatsızlanıyor acaba Covid-19 mu diye endişeleniyor ondan haber bekliyorum, uzun süredir görüşmediğim arkadaşım mesaj atıyor acaba kötü bir şey mi oldu diyorum, Bundle'dan telefonuma bildirim geliyor acaba sokağa çıkma yasağı mı ilan edildi yine diyorum...

Yani anlayacağınız ben de pek çok insan gibi gündelik hayatın akışına kapılınca her şey normalmiş gibi hissediyorum ama normal olmadığını anlamak için bir kez markete gitmem ya da 10 dakika haber seyretmem yetiyor.

Aslında bu yazıda değinmek istediklerim bunlar değildi ama yine her zamanki gibi girişi aşırı uzun tuttum...

Az önce aklıma "ya, ben nereden baksan 3 aydır evdeyim, dünyanın geri kalanı ile beraber çok enteresan günler yaşıyorum, bu süreçte neler yaptım?" diye düşündüm ve ardından seneler sonra bu günleri hatırlamak istediğimde açıp bakabileyim diye burada kayıt altına almaya karar verdim. (Nisa, eğer seneler sonra bunu okuyorsan umarım her şey yolundadır, lanetli 2020'den selamlar :))

Şimdi de sıradan-enteresan ayırt etmeden, hatırlayabildiğim kadarıyla son 88 günümü nasıl geçirdiğimi yazmaya çalışacağım.

Eğer hala buradaysanız ve yazı ilginizi çektiyse keyifli okumalar :)

Kedimle bol bol zaman geçirdim (ve hala da geçiriyorum :)) Koronavirüs'ten önce yaklaşık olarak 6 aydır eve (yani ailemin yanına) gelememiştim, İstanbul'da eve çıktığım için annem ve babam ayrı ayrı zamanlarda gelmişti yanıma. Eve bu kadar uzun süre gelmediğim için de Pamuk'u görememiştim, sadece annemin yolladığı videolardan izliyordum. O kadar özlemiştim ki anlatamam size. Anneme hep "4 senedir bizimle yaşayan bir kediye bile bu kadar bağlandıysam anne olmak nasıl bir şeydir tahmin edemiyorum." diyorum, siz anlayın artık :) bu kadar uzun süre sonra eve gelip Pamuk'u görmek bu virüs etkisi ile deneyimlediğim birkaç iyi şeyden biridir herhalde.


Çok fazla temizlik yaptım. Özellikle de Mart ve Nisan aylarında o kadar çok temizlik yaptım ki anlatamam size, dedim ki senelerdir içimde saklı olan OKB hastası Koronavirüs'le birlikte attı kendini dışarı... Hala da ara ara öyle temizlik atakları geliyor strese bağlı olarak ama ilk başlardaki gibi çamaşır suyu yüzünden elim yara olmuyor en azında ya da annemle marketten yüzey temizleyici almayı unuttu diye tartışmıyorum. Bu süreçte kıyısından da olsa Temizlik Hastalarının nasıl bir stresle yaşamak zorunda kaldıklarını deneyimlemiş oldum, gerçekten kolay değil...

Örgü örmeye başladım (hatta şu an kendime ördüğüm şal bitmek üzere :)), kedime kıyafet diktim (tabi ki asla giymedi, saniyesinde çıkarıp attı nankör...) Evet ördüğüm şal şu an hatalarla ve deliklerle dolu ama en azından uğraşınca ortaya bir şeyler koyabildiğimi görmüş oldum ve örgü örmek inanılmaz stres attıran bir şeymiş, baloncuklu naylon patlatmak gibi falan, bundan sonra hobilerim sıralamasında rahat ilk 5'e girer :)



Ukulele aldım! Bu en en en en en sevdiğim madde kesinlikle. Hemen çok kısaca özet geçeyim: 2011 yapımı "Soul Surfer" isimli bir film var, yanlış hatırlamıyorsam bu filmi lisenin başında ya da orta okulda ilk kez izledim, sonrasında ise hiç abartmıyorum en az 30-35 kez izlemişimdir. Hala da açıp izlerim ve en sevdiğim filmdir. (film pek çok insana gayet sıradan gelebilir ama siz onu bir de benim gözümden izleyin :)) Peki bunun ukulele ile ne ilgisi var? diyecek olursanız, ben ukuleleyi ilk kez o filmde görmüş ve bayılmıştım ama o zamanlar adını bile bilmiyordum enstrümanın, gel zaman git zaman sene 2017'de ilk kez Estonya'ya gittiğimde ekipteki Estonyalılardan birisi olan Christian'ın ukulelesi vardı ve ben de ilk kez o zaman ukulele çalmış ve ona ne kadar çok çalmak istediğimi falan anlatmıştım. Yani bu, öyle enteresan bir şey ki daha önce defalarca kez ukulele alma şansım olmasına rağmen hep bir şey beni tuttu, koronaya kısmetmiş resmen :) işte bu kez dedim ki "Nisa, al gitsin ne kaybedeceksin ki?" Şu anda tabi ki çok popüler, herkes çalıyor vs. ama benim için böyle bir anısı var işte, yavaş yavaş ve zevk ala ala da çalıyorum, bir Jake Shimabukuro olma iddiam yok, hatta hiçbir iddiam yok ama bakalım nerelere varacak sonu :)

YouTube videosuna konuk oldum.  Belki bilenler vardır, daha önce birkaç defa psikoloji bölümü ve başka birkaç konu hakkında YouTube videosuna konuk olmuştum. Bunların içinden en çok kişiye ulaşabilen de Uğur'un kanalı için 1.sınıfta çektiğimiz Psikoloji Soru- Cevap videosu idi. Bu karantina günlerinin başında da Uğur, "hadi gel bir tane daha Psikoloji bölümü videosu çekelim" deyince böyle bir soru- cevap yaptık. Buradan izleyebilirsiniz :)

Çok ödev yaptım, çok çok ödev yaptım... ve hala da yapıyorum... Şikayetçi miyim bu durumdan? Hem evet hem hayır. Evet, çünkü artık makale okumaktan, Word'de kelime sınırlı yazılar yazmaktan gerçekten yoruldum ve bir an önce bitsin istiyorum şu ödev muhabbeti. Hayır, çünkü böyle bir süreçte sınavdansa kesinlikle ödevi tercih ederim tabi ki. Ayrıca abartmıyorum, belki de lisans hayatımın tümünde şu 3 ayda okuduğum kadar makale okumamışımdır. Bunun beni hem kişisel hem de mesleki anlamda ne kadar geliştirdiğini söylememe gerek bile yok bence. (Hatta belki de bu süreçte okuyup en çok sevdiğim makaleleri sizinle de paylaşabilirim, neden olmasın dimi?)

İspanyolca çalışmaya başladım. Ama sadece başlayabildim yani o kadar :( bence yine de bu bile büyük bir adım benim için çünkü bu da çook uzun zamandır hayal ettiğim bir şeydi, şu ödevlerim inşallah tam anlamıyla bitince yeniden dönmeyi düşünüyorum ve çok heyecanlıyım, en büyük motivasyonum da dinlediğim İspanyolca şarkıları anlayabilmek :)

Tükenmişlik yaşadım. Bundan, daha önceki yazıda da sanırım biraz bahsetmiştim ama gerçekten çok zor geçen ve hiçbir şey yapmak istemediğim (hatta dokunsanız ağlayacak kadar kötü olduğum) birkaç hafta da yaşadım. (Bundan doğal bir şey olduğunu da düşünmüyorum ayrıca: 2020'nin felaketleriyle gelmesinin yanında mezuniyet stresi + ev taşıyacak olma stresi + sürekli evde olma stresi + kişisel problemler vs. normal yani) Tekrar böyle bir deneyim yaşamayacağımın da garantisi yok ayrıca, ama umarım olmaz. Birkaç gün önce gönüllü olarak dahil olduğum bir proje için projemizin danışmanı Zeynep Hanım ile bir toplantımız vardı. Bu toplantıda onun verdiği tavsiyeler ve bazı arkadaşlarımla konuşmam da beni çok rahatlattı diyebilirim. Size de önerim eğer mezuniyet stresi yaşıyorsanız ve elbette ki profesyonel destek gerektirecek düzeyde olmadığını düşünüyorsanız -aileniz dışından- mümkünse bu durumu deneyimlemiş ve mantıklı insanlarla konuşmayı deneyin. Ben, bunun bende bu kadar işe yarayacağını bilsem çok daha önceden bu kişilerle iletişime geçerdim.


İnstagram kullanmayı bıraktım, sonra geri başladım, sonra tekrar bıraktım ve şu an kararsızlık yaşıyorum. Sosyal medya ile ilgili şu anda çok detaylı konuşmayacağım daha önce zaten bu  yazımda ve çokça içerikte bu konuya değinmiştim, sosyal medyayı %90 sevmiyorum ama %10 seviyor ve yararını görüyorum bu nedenle bu konuda radikal bir karar vermek senelerdir zor benim için. Ama iyi tarafından bakalım,  en azından bu sayede aylardan beri ihmal ettiğim bloguma geri dönmüş oldum :)

Limon ektim. Canım limonum 1 ay boyunca her gün onu sulamama, onunla konuşmama rağmen asla filizlenmedi, geçen haftalarda filizlenir filizlenmez de hemen soldu ama kararlıyım, onu küçük bir fidan olarak görmeden pes etmeyeceğim :))


Bol Bol film izledim, müzik ve podcast dinledim. Hatta geçen günlerde Psikoloji ile İlgili Film Önerileri  yazımda da bir kısmını sizinle paylaştım, ilerleyen günlerde de yine enteresan bulduğum bazı filmleri, sevdiğim poscastleri sizinle de paylaşmayı düşünüyorum.


Düşünüyorum düşünüyorum ama daha fazla yazmaya değer bir şey bulamadım. Ek olarak şunları söyleyeyim madem: uçurtma uçurdum (5 dakika falan), boyama yaptım, odamın şeklini değiştirdim...

Bu kadar.

İşte son 88 günüm, özetle bu aktivitelerin etrafında şekillendi. Umarım önümüzdeki günler, bu günleri aratmayacak, çok daha sağlıklı ve huzurlu günler olur.

Kendinize çok iyi bakın.

Nisanur El























Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YURTTA KALACAKLAR İÇİN GEREKLİ EŞYALAR

Merhaba :) Sonunda şehir dışında okuyacak bir öğrencinin bilmesi gereken en önemli şeylerden olan "Yurt Valizinde Olması Gerekenler" yazısını yazabiliyorum.🙄 İnstagramdan  beni takip ediyorsanız belki biliyorsunuzdur, geçen hafta evde değildim, bu süreçte baya da uzun bir araba yolculuğu yaptım. Eve geldikten 2 gün sonra da İstanbul'a dönmem gerektiği için çok hızlı şekilde hazırlanmam gerekiyordu ve bu esnada mümkün olduğunca yanıma neler almam gerektiğini not etmeye çalıştım ki sizinle de buradan paylaşabileyim :) Eğer hâla üniversite valizinizi hazırlamadıysanız bu yazının yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Hadi başlayalım o zamann💃 ⏩   Şahsi önerilerimi atlayıp doğrudan alınması gerekenler listesini okumak için yazının en sonuna gidebilirsiniz !  (Ama bence tamamını okuyun, çok güzel öneriler verdim çünkü 😂)⏪   1) KIYAFETLER ! "Tabi ki de yanımıza kıyafetlerimizi almamız lazım, bunu söylemene gerek mi var Nisa?" diyorsunuzdur eminim şu an

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜNÜ NASIL KAZANDIM ?

Merhabaa 🙌 Beni instagramdan düzenli takip ediyor ve blogtaki yazılarımı okuyorsanız, geçen seneden beri üniversite sınavı&sınava hazırlık sürecim le ilgili bol bol paylaşım yaptığımı biliyorsunuzdur. Halihazırdaki paylaşımlarıma rağmen İnstagram'dan hala en çok gelen sorular  "Sınava Nasıl Çalıştın ? / Psikolojiyi Nasıl Kazandın ? " soruları. Bu nedenle, şu an da sınava hazırlananlar için bir kez daha sınava hazırlık sürecimle ilgili soruları yanıtlamak ve önemli gördüğüm noktaları ile " İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü "nü nasıl kazandığımı anlatmak istedim. Biliyorsunuz ki bu sene sınav sisteminde değişikliğe gidildi ve sizler ygs&lys formatından daha farklı bir sınav ile üniversiteye yerleşeceksiniz. Ben İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümüne ygs&lys sınavları ile yerleştiğim için bu yazıyı sınav sistemine pek girmeden, daha çok dersler üzerinde durarak yazmaya çalışacağım :) 🔼Bu yazımda diğerlerinden farklı olarak madde mad

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ MEZUNU NERELERDE ÇALIŞABİLİR ? / NE KADAR PARA KAZANABİLİR ?

Merhaba Herkesee 🙌🙌🙌 Aylardır yazmak istediğim ve sizin de en çok istediğiniz yazılardan birisi olan "Psikoloji mezunları nerelerde çalışabilir ? Ne kadar maaş alır ? " yazısını sonunda yazıyorum.💃 Bu konu çok merak edilen bir konu olmasının yanında maalesef net bilgiye kolay kolay ulaşılabilecek bir konu değil.Bunun sebebi de psikolojinin gerçekten çok geniş ve hemen hemen her alanla bağlantılı bir bilim dalı olması. Bence Psikoloji mezunu birinin nerelerde çalışabileceğinden önce "psikolojinin alt dallarını" şöyle bir hatırlayalım çünkü çalışma alanları doğrudan bununla ilgili. Psikolojinin Alt Dallarından Bazıları ; ➤Klinik Psikoloji ➤Gelişim Psikolojisi ➤Endüstri ve Örgüt Psikolojisi ➤Fizyolojik Psikoloji ➤Deneysel Psikoloji ➤Sosyal Psikoloji ➤Adli Psikoloji ➤Sağlık Psikolojisi ➤Trafik Psikolojisi ➤Spor Psikolojisi ... (Psikolojinin alt dallarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için "PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ HAKKINDA" isimli yazıma bakabilir