Merhabalar :))
Bugün sizinle çok güzel bir konu hakkında konuşacağız; Yaz Tatili! 🌝🌈🏊
İçinizde mevsim olarak yazı sevmeyenler de eminim ki vardır. Ben de Akdenizli bir insan olmama rağmen yaz aylarını hiç sevmez, sıcak havada 3-4 ay boyunca eve tıkılıp kaldığım için sıkıntıdan patlardım. Geçmiş zamanlı konuşuyorum çünkü son birkaç senedir yaz tatillerim çok daha farklı, dolu ve verimli geçiyor. Bu nedenle de yazın gelmesini dört gözle bekliyorum her sene🙆 Bugün de size yaz tatillerimi nasıl geçirdiğimi, sizin 3-4 ay boyunca hem verimli hem de eğlenceli bir yaz geçirmek için neler yapabileceğinizi konuşacağız :))
Yazıda bahsedeceğim tüm önerileri aynı anda uygulayabilmeniz elbette ki mümkün değil fakat ayrı ayrı her birini gerçekleştirmeniz mümkün çünkü kendi yapmadığım hiçbir şeyden bahsetmeyeceğim size. Bu nedenle benim tavsiyem küçük ya da büyük diye düşünmeden bir yerden başlayın ve artık yaz tatillerinde aylarca hiçbir şey yapmadan tatilin bitmesini bekleyen eski sizle vedalaşın🙌 Çünkü kaliteli zaman geçirmeye alışacak, kendinizi geliştirdikçe bunun nasıl bağımlılık yaptığını fark edecek ve isteseniz de artık eski siz olamayacaksınız😉
Hadi başlayalım 😍;
1) Gönüllülük Yapın!
2017'de İzmir'de katıldığım TOG Yaz Dönemsel Projesi ekibimiz♥️ |
Gönüllülük, gönüllülük, gönüllülük! Bunu ne kadar önemsediğimi, 3 senedir her fırsatta gönüllü faaliyetlerde yer almaya ve elimden geldiğince farklı alanlara gönüllü olarak destek vermeye çalıştığımı beni takip ediyorsanız iyi biliyorsunuzdur. Daha önce -çoğunluğu İstanbul'da olmak üzere-Türkiye'nin farklı şehirlerinde ve yurt dışında bazı ülkelerde gönüllü faaliyetlere katıldım ve çok net şekilde söyleyebilirim ki gönüllülük ile tanışmak hayatımdaki en önemli dönüm noktalarından birisiydi.
Dünyanın bir sürü ülkesinden çok yakın arkadaşlar edindim, İngilizcemi geliştirdim, farklı ülkeleri-kültürleri tanıdım, yeni bakış açıları kazandım, kendime olan güvenim arttı... bana katkılarını saymakla bitirmem mümkün değil.
Ülkemizde özellikle de genç nüfusun bırakın yurt dışında gönüllülük yapmayı yurt dışına çıkma oranı bile o kadar düşük ki bu durum beni çok üzüyor. Üstelik bu durumun sebebi genelde para değil cesaretsizlik oluyor. Katıldığım projelerde, farklı ülkelerde yaşayan gençlerin çok daha erken yaşlarda bu sorumluluğu aldığını ve bunun her alanda gelişimlerine katkı sağladığını defalarca kez gördüm.
Benim ilk yurt dışı seyahatim de 18 yaşında, bir Erasmus + projesi için Estonya'ya olmuştu ve yaklaşık 2 haftalık bu seyahatim esnasında aynı odada kaldığım biri Estonyalı diğeri Yunanistanlı iki oda arkadaşım yaşlarımız hemen hemen aynı olmasına rağmen defalarca kez yurt dışına çıkmış, onlarca farklı projede gönüllülük yapmış ve çok farklı bakış açıları edinip kendilerini geliştirmişlerdi. Bu durum beni çok şaşırtmıştı çünkü gitmeden önce dünyanın her yerindeki gençlerin bizim gibi olduğunu zannederken bu kadar cesaretli, özgüvenli ve genç yaşlarına rağmen farklı konularda deneyim sahibi insanlarla tanışmayı beklemiyordum. Bu nedenle orada kaldığım 2 hafta boyunca kendime sürekli "dünya senin zannettiğin kadar küçük değilmiş Nisa, dışarıda çok daha fazlası varmış. Bu senin için bir ilk ama son olmaması için elinden geleni yapacaksın." demiştim. Ondan sonra da birkaç projeye daha katılma hatta EVS (Avrupa Gönüllü Hizmeti) ile Moldova'da 2 ay kalma şansım oldu ne mutlu ki :))
Yalnızca yurt dışında değil, Türkiye'de de katılabileceğiniz ve çeşitli şekillerde destek olabileceğiniz yüzlerce proje var elbette ki. Üstelik bahsettiğim projelerin hemen hepsinde (yurt dışı projeleri dahil) yol- yemek ve konaklama masraflarınız tamamen karşılanıyor ve kişisel harcamalarınız dışında para bile harcamanıza gerek kalmıyor.
Yurt dışı ve yurt içinde gönüllülük faaliyetlerine katılmak için neler yapabileceğinizle ilgili daha fazla bilgi edinmek ve benim gönüllülük deneyimlerimi okumak için aşağıdaki yazılara bakabilirsiniz :))
- #ESTONYA ANILARIM | NASIL GITTIM? / NELER YAPTIM ? / MASRAFLARIMI KIM KARŞILADI?
- # İTALYA ANILARIM | NASIL PARA VERMEDEN YURT DIŞINA GIDIYORUM ?
- MOLDOVA'YA GİDİYORUM | AVRUPA GÖNÜLLÜ HİZMETİ
- AGH GÜNLÜKLERİ #1 | HAVAALANI, KIŞINEV, İLK İZLENIMLERIM, MILLENIUM...
- AGH GÜNLÜKLERİ #2 | KIEV & SEYAHAT ÖNERILERIM
- AGH GÜNLÜKLERİ #3 | YAŞ'A GIDIYORUM - OTOBÜSLE ÜLKE DEĞIŞTIRMEK!
- ÜNİVERSİTEDE NASIL SOSYALLEŞİLİR ? / GÖNÜLLÜLÜK FAALİYETLERİNE KATILMAK !
2) Dil Öğrenin!
Biliyorum bu muhabbetten artık sıkıldınız çünkü dil öğrenmenin öneminden şu ana kadar size hep sıkıcı insanlar sıkıcı şekilde bahsettiler ve bunun aslında eğlenceli, keyifli şekilde de yapılabilecek bir aktivite olduğunu kimse söylemedi.
Dil öğrenmekten neden bu kadar korkuyor ve milletçe neden bir türlü bu işi beceremiyoruz? Çünkü küçüklüğümüzden beri bir başka dili öğrenmeye hep yalnızca geçilmesi gereken bir "ders" olarak baktık, bunun sadece havasız ve küçük bir sınıfta 45 dakika oturup not tutmaktan ve ezber yapıp sınavı geçmekten ibaret olduğuna inandırıldık.
Kimse bize bunun aslında bir kültürü tanımak, dünyanın farklı yerlerinden arkadaşlar edinmek, bambaşka bakış açıları kazanmak, çok geniş bir kaynak ağına ulaşmak için fırsat olduğundan ve kendimizi yıpratmadan da kolaylıkla halledebileceğimizden bahsetmedi.
Gelin bu yaz, ön yargılarımızdan kurtulup eğlenerek, zevk alarak yeni bir dil öğrenelim ve yeni seneye yepyeni bir şekilde başlayalım :)) Peki bunu nasıl yapacağız Nisa? diye soruyorsanız ben de sizi daha önce detaylı şekilde anlattığım ve çok güzel geri dönüşler aldığım aşağıdaki yazımı okumaya davet ediyorum;
3) Kitap Okumak İçin Daha İyi Bir Zaman Yok!
Kitap konusundaki düşüncelerim de yabancı dil ile ilgili düşüncelerimden çok farklı değil aslında. Kitap okumayı çok büyük bir kısmımızın sıkıcı, zor... algıladığı bir gerçek. Ancak bu konuda her zaman savunduğum fikrimin yine arkasındayım; kitap okumayı sevemeyen bir insanın henüz doğru türle-yazarla-kitapla tanışmamış olduğuna inanıyorum. Çünkü emin olun ki raflarda duran binlerce kitabın içerisinde sizi de kahkahalarla güldürecek, zaman zaman hüzünlendirecek, verdiği fikirlerle kafanızı açacak ve bittiği zaman da derin bir boşluğa düşürecek onlarca kitap bulunuyor, yalnızca onlarla tanışmak için biraz daha uğraşmalı, bu sürede mümkün olduğunca çok tür-kitap-yazar denemelisiniz.
Ben de 11.sınıftan üniversitedeki 2.seneme kadar neredeyse elime kitap almamış adeta kendi karanlık çağını yaşamış ama sonunda geçen yaz aydınlanma yaşayarak kitap okumanın ne kadar güzel, değerli ve yeri doldurulamayacak bir şey olduğunu fark etmiş bir insan olarak hepinizi çok iyi anlıyorum ve nasıl kitap okuma alışkanlığı kazandığımı- neler okuduğumu merak edenler için aşağıya ilgili yazımın linkini ekliyorum;
4) Araştırma Yapın / Online Kurslara Katılın!
Sene içerisinde en çok yakındığım konulardan bir tanesi de herhangi bir şeyi araştıracak, kendimi herhangi bir konuda bilgi sahibi edecek yeterli zamanı bulamamam oluyor. Bu sene yazın gelişine en çok sevindiğim konu da yine bu sanırım. Çünkü çoğu insana çok alakasız gelen bir konu bile olsa oturup onunla ilgili derin araştırma yapmayı, bilgi edinip bunları günlük hayatımda uygulamayı çok seviyorum.
Eğer siz de benim gibi araştırma yapmayı, farklı alanlarda bilgi edinmeyi seven bir insansanız size çok güzel bir tavsiyem var; hepinizin severek ve kolaylıkla devam edeceğini düşündüğüm "online kurslar".
Eminim ki hepiniz Udemy, EdX, KhanAcademy, Coursera, Google Dijital Atölye, İstanbul İşletme Enstitüsü ... gibi ücretli/ücretsiz eğitim platformlarından haberdarsınızdır ama belki de daha önce bunların herhangi birinde üyelik oluşturup da dersleri düzenli olarak takip edememişsinizdir.
Ben bunların bazılarını denesem ve çok sevsem de ne yazık ki sene içerisinde yoğunluğumdan ve üşengeçliğimden dolayı hiçbir online kursu tamamlayamadım :(
Bu platformlarda fotoğrafçılık, iletişim, blog yazarlığı, CV hazırlama, kodlama, photoshop... gibi yüzlerce farklı alandaki eğitimlere ulaşabiliyor ve sonrasında da çok uygun bir fiyata (ya da tamamen ücretsiz) tonlarca bilgi edindiğiniz yetmezmiş gibi sertifika alarak programları tamamlayabiliyorsunuz.
Yaz tatili için benim de hedeflerimden bir tanesi birkaç farklı branştan kurs tamamlayarak yaz boyunca kendimi farklı alanlarda geliştirmek olacak.
5) Blog Yazmaya Başlayın!
2016'dan beri dönem dönem aktif olsam, dönem dönem de geri planda kalsam da burada ve instagramda paylaşımlar yapmak- edindiğim tecrübeleri, hayatımdaki gelişmeleri sizlerle paylaşarak sizlere de ilham olabilmek için elimden geleni yapıyor ve bunu inanılmaz derecede seviyorum.
NEDEN 3 SENEDİR BLOG YAZIYORUM? NASIL MOTİVE OLUYORUM?
Bu süre içerisinde sizlerden de çok sayıda "blog yazmak istiyorum ama nereden başlayacağımı bilemiyorum:(" diyen mesajlar aldım, almaya da devam ediyorum.
Blog yazmanın çok farklı yolları var, eminim ki siz de her internet kullanışınızda onlarca kez ücretli ve ücretsiz hizmet veren bir sürü farklı platformun reklamlarını görüyorsunuzdur.
Evet, özellikle de başlarda blog yazdığınız platformun arka planını öğrenmek, kendinizi yazı yazmaya alıştırmak, nasıl bir dil kullanacağınızı, neler paylaşacağınızı kararlaştırmak kolay olmuyor ve bilgisayar başında biraz zaman geçirmeniz gerekiyor ama tüm bunlara kısa sürede alışıyor ve "birkaç saat boşluğum olsa da blogta yazı yayınlasam" diye düşünür hale geliyorsunuz :))
Size tavsiyem eğer böyle bir ilginiz varsa ve insanlarla paylaşacak bir şeyleriniz olduğunu düşünüyorsanız (bence her insanın paylaşacakları vardır.) daha fazla beklememeniz ve bu yaz tatilini blog yazmaya başlamak için bir fırsat olarak değerlendirmeniz.
( Bloglarınızın linklerini benimle paylaşmayı da sakın unutmayınn, seve seve takip ederim. Bana Instagram'dan ya da mail aracılığı ile ulaşabilirsiniz.:))
6) Bir Yerlerde Çalışın / Staj Yapın!
Bunun dışında bir diğer tavsiyem de imkanınız varsa mutlaka maaşı az- çok demeden (hatta gerçekten buna değecek bir işse hiç para almadan başlamayı bile göze alarak) çalışmanız ve iş ortamını, iş ortamında karşılaşabileceğiniz insan tiplerini tanımanız, mezuniyetten sonra sizi nasıl bir hayatın beklediği ile ilgili aşağı yukarı fikir edinip eğer bu hayatın size göre olmadığına karar verirseniz henüz üniversitedeyken bunu değiştirmeye yönelik adım atmanız.
Benim hayatımda ilk çalışma deneyimim üniversitenin ilk senesinde (hatta ilk aylarında) İstanbul'un en lüks alışveriş merkezlerinden birinin oyuncak mağazasında insanlara boyama kartı satmaya çalışmam olmuştu ve ağır bir iş olmamasına rağmen yalnızca 2 gün dayanabilip ( normalde firmayla 3 hafta için anlaşmıştık) o 2 günde bile para kazanmanın ne kadar zor olduğu ile ilgili fikir edinmiş, içinizden gelmemesine rağmen tüm gün gülümsemek zorunda olmanın ne kadar rahatsız edici bir şey olduğunu ilk defa o zaman deneyimlemiştim.
Yaklaşık 6 aydır da zaten Kunduz App'te çalışıyorum ve burada da çok fazla tecrübe edindiğimi, bambaşka bakış açıları kazandığımı söyleyebilirim.
Yani, staj yapma- çalışma fikri daha önce hiç deneyimi olmayan bir insana biraz ürkütücü, zorlu gözükse (ve zaman zaman öyle olsa da) emin olun ki size kazandırdıkları, öğrettikleri çok daha fazla.
Evet, özellikle de okul ile birlikte çalışıyor olmak pek çok alışkanlığınızın değişmesine hatta derslerinize eskisi kadar yoğunlaşamamanıza neden olsa da ben buna kesinlikle değdiğini ve üniversitenin derslerden çok bu gibi deneyimlerle anlam kazandığını düşünüyorum.
Bu nedenle eğer siz de bu yazınızı daha anlamlı, verimli şekilde değerlendirmek isterseniz çalışarak az çok demeden kendi paranızı kazanabilir, yeni insanlar tanıyarak farklı bakış açıları ve özgüven kazanabilirsiniz.
Şimdilik bu konuda söyleyebileceklerim bu kadar :) Umarım size yardımcı olabilmişimdir ve umarım her biriniz çok keyifli, kendinizi geliştirebileceğiniz bir yaz geçirirsiniz :))
Kendinize çok iyi bakın😊
Yorumlar
Yorum Gönder